Ramazan ve dayanışma

Ramazan, bir ibadet, nefis terbiyesi ve arınma ayı olduğu gibi aynı zamanda bir dayanışma, iyilik ve hasenât ayıdır. Müslümanlar bu mübarek ay vesilesiyle kardeş olduklarını, aynı ümmetin mensupları...

Ramazan, bir ibadet, nefis terbiyesi ve arınma ayı olduğu gibi aynı zamanda bir dayanışma, iyilik ve hasenât ayıdır. Müslümanlar bu mübarek ay vesilesiyle kardeş olduklarını, aynı ümmetin mensupları olduklarını bir kez daha hatırlamaktadırlar. 

Ne yazık ki İslâm ümmeti birliğini ve otoritesini kaybettikten sonra gücünü de kaybettiği için Ramazan aylarına hep buruk bir şekilde ve çeşitli sıkıntılarla giriyoruz. Bu yıl da bu ayı muhtelif sıkıntılarla ve zorluklarla karşıladık. 

Müslümanların Ramazan’ı karşılamalarına iki gün kala siyonist işgal rejimi Filistin’de büyük bir katliam gerçekleştirdi. Filistinliler sırf haklarına sahip çıkmak ve Amerikan emperyalizminin Kudüs’ü hedef alan çirkin kararına tepki göstermek amacıyla meydanlara çıktıklarından dolayı siyonist katillerin mermilerine ve bombalarına hedef oldular. 

Filistinliler Ramazan’ı aynı zamanda çeşitli zorluklarla ve sıkıntılarla karşıladılar. Gazze üzerindeki insanlık dışı abluka on iki yıldan beri devam ediyor. Bu abluka yüzünden işsizlik oranı rekor düzeylere çıkmış durumdadır. Elektrik ambargosu yüzünden evlere günde ancak dört saat elektrik verilebiliyor. Ablukaya Ramallah’taki Mahmud Abbas yönetimi de çeşitli yaptırımlarla destek veriyor. Yani Filistin halkına değil siyonist işgal rejiminin insanlık dışı ablukasına ve ambargosuna destek veriyor. Gazze’ye ilaç ve tıbbi malzeme yardımını bile engelliyor. Özellikle işgal rejiminin son gerçekleştirdiği katliamlardan ve saldırılardan sonra ilaç ve tıbbi malzeme ihtiyacının bir hayli artmış olduğunu bütün dünya tahmin edebilir. 

Ne yazık ki Suriye de bu yıl Ramazan ayına acılarla ve sıkıntılarla girdi. Siyasi çözüm konusunda ciddi bir ilerleme sağlanamadı. Ateşkesin sağlanması konusunda kabul edilen Astana Anlaşmaları’nın şartlarına da rejim ve onun arkasında duran Rusya ile İran bağlı kalmadı. Ramazan öncesinde Doğu Guta’da kontrolün tamamen rejim güçlerinin eline geçmesi sıkıntıların daha da artmasına neden oldu. Doğu Guta’dan sonra rejim ve işgal güçlerinin İdlib’e ve direniş güçlerinin kontrolünde olan diğer bölgelere yönelik saldırıları daha da arttı. 

Yemen’de her iki taraftan da ülke halkını bitiren, sıkıntılarının daha da artmasına neden olan ve bir tarafının arkasında İran’ın diğer tarafının arkasında ise Suudi Arabistan’ın durduğu iç savaş devam ediyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nin Sokotra adasını ele geçirmek amacıyla bu adaya askerlerini yerleştirmesiyle ortaya çıkan sorunun çözümü için Suudi Arabistan’ın devreye girmesi meseleyi kısmen çözüme kavuşturmuş gibi görünse de gerçekte bu kez pastaya Suudi Arabistan’ın da ortak olmak istediği anlaşılıyor. Aslında Sokotra adasıyla bağlantılı oyunlar Yemen’in meşru hükümeti olarak tanınan Abdurabbih Mansur El-Hadi hükümetinin gerçekte Suudi Arabistan’daki dikta rejiminin bir kuklası olduğunu gösteriyor. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Zihinleri işgal edilenler ülkenin tepesine çökerse! 21 Kasım 2024 | 144 Okunma Sudan’daki eşkıyalar siyonist eşkıyalarla yarışta! 16 Kasım 2024 | 278 Okunma Riyad Zirvesi ve bildirilerin gücü! 14 Kasım 2024 | 1.258 Okunma Dünyada değişen dengeler 09 Kasım 2024 | 43 Okunma En kötüden daha kötü ne olabilir? 08 Kasım 2024 | 128 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar