Ramazan’da İslam âlemi -2
Suriye’de normalde İdlib’in güvenli bölge ilan edilmesi konusunda anlaşma sağlanmış olmasına rağmen bu yılın Ramazan öncesinde Baas rejimi ve onun arkasında duran Rus işgal güçleri bu bölgeye...
Suriye’de normalde İdlib’in güvenli bölge ilan edilmesi konusunda anlaşma sağlanmış olmasına rağmen bu yılın Ramazan öncesinde Baas rejimi ve onun arkasında duran Rus işgal güçleri bu bölgeye yönelik saldırılarını yeniden başlattılar. Ramazan’la birlikte saldırıların daha da şiddetlendirildiği ve her gün bölgeye yönelik saldırılar düzenlendiği görülüyor. İdlib, Baas zulmünden kaçan ve Suriye sınırları içinde kalan dahili mülteciler açısından önemli bir bölge. Bu bölgenin de zulüm rejiminin kontrolüne geçmesi tehlikesi dahilî mültecilerin Suriye’yi tamamen terk ederek Türkiye’ye sığınmalarına ve buradan başka yerlere akın etmelerine neden olacak. O yüzden Suriye’de siyasi bir çözüm bulununcaya kadar İdlib ve çevresinin güvenli bölge olarak kalması büyük önem arz ediyor. Fakat BM’nin buraya yönelik saldırıların durdurulması konusunda ciddi bir girişiminin olmadığını görüyoruz.
Mısır’daki Sisi cuntası siyasi muhalifleri tasfiye amacıyla, rejimin yönlendirdiği yargı mekanizması vasıtasıyla idam cezaları çıkarmaya devam ediyor. Ramazan öncesinde de 10’dan fazla kişinin idam cezasını onayladı. Ne yazık ki Mısır’da Sisi cuntasının tahakkümü altında idam cezaları güncelleştirildiği için yeni idam cezaları verilmesi veya verilen cezaların infaz edilmesi çok fazla gündem oluşturmuyor.
Mısır’da bu Ramazan öncesinde Sisi cuntasının gerçekleştirdiği bir şey de Mısır’ın tarihi kimliğinin değiştirilmesi amacıyla bir kültür darbesinin başlatılması oldu. Bu amaçla beş yüzden fazla caminin ismi değiştirildi. Bu camilerin isimleri önemli anlamları içermektedir ve tarihi bir miras niteliğindedir. Sisi cuntası işte bu mirası değiştirmeye ve kademeli bir şekilde Mısır’ın tarihten gelen kültürel birikimine darbe vurmaya çalışıyor. Bu da kültürel mirasın idam edilmesi anlamına gelir.
Bilindiği üzere Çin yönetimi geçtiğimiz yıl Doğu Türkistan’da Müslümanların yetişen nesillerini ailelerinin eğitiminden yoksun bırakmak ve aileleri de İslami değerlerinden uzaklaştırmak amacıyla “eğitim” örtüsüne büründürdüğü insanlık dışı bir zulüm uygulaması başlatmıştı. Tabii burada uzun vadeli bir plan söz konusu olduğu için zulüm devam ediyor. O yüzden Doğu Türkistan’daki Müslüman halk bu Ramazan’a da Çin yönetiminin insanlık dışı baskıları ve zulüm uygulamaları altında girdi. Çin zulmü Ramazan öncesinde aynı zamanda çok sayıda camiyi yıkarak Müslümanların buluşma yerlerini ortadan kaldırmaya çalıştı. Çin zulmünün camileri yıkmasının amacı sadece ibadetlerini birlikte ifa etmelerini engellemek değil aynı zamanda inanç değerleri üzere bir araya gelmelerini ve İslami kimliklerini muhafaza etmek için birlikte hareket etmelerini engellemektir.
Afganistan’da ABD işgalinden kaynaklanan sorunun çözümü için Taliban temsilcileri ile ABD temsilcileri Katar’da görüşmeler yapmışlardı. Fakat bu görüşmelerden bir sonuç çıkmadı ve Afganistan bu yılın Ramazan ayına da işgalin ve bu işgale karşı savaşın devam ettiği şartlarda girdi.