Siyonist, vahşette sınır tanımıyor
Gazze’de yaşanan gerginlik ve Filistin direnişinin işgalcilere karşılık vermesi konusunda 12 Kasım Pazartesi akşamı El-Cezire televizyonunda yayınlanan haberleri izliyordum. Siyonist işgal ordusunun sözcüsünü...
Gazze’de yaşanan gerginlik ve Filistin direnişinin işgalcilere karşılık vermesi konusunda 12 Kasım Pazartesi akşamı El-Cezire televizyonunda yayınlanan haberleri izliyordum. Siyonist işgal ordusunun sözcüsünü konuşturdular ve kendisine “İsrail neden durup dururken ortalığı kızıştırdı?” diye sordular. Adam İsrail askerlerinin Pazar gecesi Gazze’de bir operasyon girişimi için sızma eylemi gerçekleştirdiklerini kabul ediyor ama Filistin direnişinin füze saldırılarının bu sızma girişimiyle hiçbir ilgisinin olmadığını iddia ediyordu. Adamın beyninin yakıtı tamamen tükenmiş gibiydi ki söylediklerinin hiç akıl ve mantıkla ilgisinin olmadığının farkında bile değildi. Direnişin atttığı füzelerin demir kubbe sistemi tarafından imha edilememesinin çarpılmışlığı içinde saçma sapan konuşuyordu.
Gazze halkı ve bu halkı savunan direniş güçleri böyle bir gerginliğin yaşanmasını kesinlikle istemiyordu. Gerginliğe sebep olan tamamen siyonist işgal güçleridir. Önce bir operasyon girişiminde bulundular. Sonra bu operasyon girişimi esnasında çıkan çatışmada bir subaylarının öldürülmesini bahane ederek havadan rasgele saldırılar düzenlemeye başladılar. Yani Filistinlilere “Bizim askerlerimizin sizin adamlarınızı kaçırmasına veya öldürmesine neden engel oldunuz ve saldırı girişiminde bulunan ekipteki bir subayımızı öldürdünüz?” diyerek ulu orta saldırıyorlardı. Filistinlilerin onlara; “Gelin bizi istediğiniz gibi öldürün veya kaçırın bizim kendimizi savunma hakkımız bile yok” demesi gerekiyormuş gibi.
Filistinlilerin karşılık vermesi sebebiyle düzenledikleri saldırılarda yedi sivil hayatını kaybederken, başta Filistin’in sesini dünyaya duyurmaya çalışan El-Aksa televizyon kanalının binası olmak üzere sivil vatandaşlara veya kurumlara ait seksen binayı tamamen yerle bir ettiler. 750 civarında bina da hasar gördü. Onlarca kişi yaralandı.
Fakat ABD, Filistinlilere tepki gösterirken siyonist katillerin saldırılarını nefsi müdafaa olarak nitelendirdi. Oysa olayların gidişatı kimin saldırgan konumunda olduğunu ve kimin de nefsi müdafaada bulunduğunu bütün açıklığıyla gözler önüne sermektedir. Ama ABD tamamen siyonist işgalcinin penceresinden baktığı için onun ağzını kullanmakta, onun dikte ettiği şekilde açıklamalar yapmaktadır.
İlginç olan bir başka şey ise Avrupa’nın da bir yandan bölgedeki gerginliğin durdurulması çağrısı yaparken diğer yandan Filistin direnişinin Gazze çevresindeki işgalci hedeflerine yönelik saldırılarını sivil hedeflerin vurulması olarak nitelendirip bu direnişi suçlu çıkarma çabası içine girmesiydi. Siyonist katillerin bir televizyon binası başta olmak üzere sivillere ait seksen binayı yerle bir etmesi olayı ise Avrupa’nın görmeyen gözünün tarafında kalıyordu. Malum olduğu üzere Avrupa Birliği’nin bir gözü kördür, diğer gözü ise çok keskin bir şekilde görmektedir. Müslümanlara yapılan zulümler ve haksızlıklar genellikle kör gözünün tarafına tekabül eder. Ama Müslümanlar kendilerini savunmak, zulmü defetmek için bir şey yaptıklarında o keskin gören gözüne tekabül eder ve anında olanların farkına varır.