Suudi Arabistan’da çalkantılar (3)

Suudi Arabistan’daki çalkantıların bir de dış boyutunun olduğunu ifade etmiştik. Bunların başında Lübnan Başbakanı Sa’d El-Hariri’nin istifa etmesi olayını zikretmek gerekir. Sa’d El-Hariri...

Suudi Arabistan’daki çalkantıların bir de dış boyutunun olduğunu ifade etmiştik. Bunların başında Lübnan Başbakanı Sa’d El-Hariri’nin istifa etmesi olayını zikretmek gerekir. Sa’d El-Hariri istifasını Suudi Arabistan’a ziyarette bulunduğu bir sırada açıkladı ve hayatının tehlikede olduğunu, aynen babasına düzenlendiği gibi kendisine de suikast düzenlenmesi ihtimalinin bulunduğunu o yüzden görevini sürdüremeyeceğini söyleyerek istifa ettiğini söyledi. Sa’d El-Hariri’nin babası Refik El-Hariri 14 Şubat 2005 tarihinde Beyrut’ta düzenlenen çok büyük çaplı bir bombalama eyleminde öldürülmüştü. Bu eylemin bir örgüt tarafından gerçekleştirilmesine ihtimal verilmiyordu; çünkü örgütlerin imkânlarını aşan çaptaydı. ABD cinayetten Suriye’deki Baas rejimini sorumlu tuttu. BM de cinayetle ilgili bir soruşturma başlattı ve Beşşar Esed çevresindeki bazı kişileri şüpheli olarak gösterdi. 

Refik El-Hariri çok zengin bir kişiydi ve onun Suudi Arabistan’da büyük yatırımları vardı. Öldürülmesinden sonra servetinin önemli bir kısmı oğlu Sa’d El-Hariri’ye kaldı. O yüzden oğlunun da Suudi Arabistan’la önemli bağlantıları var. Sa’d El-Hariri siyasette de babasının çizgisini sürdürdü ve onun Müstakbel (Gelecek) Partisi’nin genel başkanlığına geçti. Son dönemde de hükûmet kurulması konusunda sağlanan anlaşmada Lübnan’ın başbakanı olmuştu. Ancak hayatının güvencede olmadığı gerekçesiyle görevi bırakmış oldu. 

Bazıları onun istifasında hayatına yönelik tehlikelerden ziyade Suudi Arabistan’ın baskılarının etkili olduğunu iddia ettiler. İstifasını Suudi Arabistan’da açıklaması doğal olarak bu konudaki iddiaların biraz daha etkili olmasını sağladı. Hariri’nin istifasından sonra Suudi Arabistan, Lübnan’daki vatandaşlarının risk altında olduklarını iddia ederek onların bu ülkeyi terk etmelerini istedi. Ardından Kuveyt de Lübnan’daki vatandaşlarından böyle bir talepte bulundu. 

Olaylarla bağlantılı olarak gündeme gelen önemli bir tartışma da kısa adı Saudi ARAMCO olan ancak genelde ARAMCO olarak bilinen Suudi Arap Amerikan Petrol Şirketi’nin Amerikan borsasına açılmasıyla ilgiliydi. Verilen haberlere göre ABD Başkanı Donald Trump bu şirketin Amerikan borsasında yer almasını istiyordu. Fakat saraydaki bazı üst düzey yetkililer, bazı bakanlar ve iş adamları bu şirketin Amerikan borsasında halka arzına karşı çıkıyorlardı. Bazı yorumlarda gözaltılarda bu itirazların da etkili olduğu ve veliaht prensin bu konuda ABD Başkanı Trump’ın taleplerini yerine getirmeye niyetli olduğu ifade edildi. Dünyanın en büyük petrol ihraç şirketi olan bu şirket ağırlıklı olarak Suud sermayesiyle kurulmuş ancak Amerikalıların da ortak olduğu ve ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ekonomik ilişkilerde ağırlıklı yeri olan bir şirkettir. Trump’ın yapmak istediği aslında bu şirketi daha çok Amerikan boyasına boyamak ve ekonomik ağırlığının Amerika’ya taşınmasını sağlamaktır. Veliaht Prens saltanatını oturtma planında ABD’den daha fazla destek almak amacıyla bu konuda Trump’ın taleplerini yerine getirmeye meyilli görünüyor. 

Suudi Arabistan’ın başını çektiği koalisyon, Yemen’den Riyad’a füze atılmasını gerekçe göstererek Aden hükümetinin kontrolündeki bölgelerde limanları ülke dışından gelecek gemilere kapattı. Bu uygulama tabii ki Yemen’e dışarıdan insanî yardımın gelmesini de engelledi. Suud yönetiminin gerekçesi İran’ın Husileri silahlandırmasıydı. Oysa bunun önüne geçilmesinin yolu limanların insanî yardımlara dahi kapatılması değil buralarda denetimin daha da güçlendirilmesidir. İnsani yardımın girişinin engellenmesi Yemen’deki açlık ve yoksulluk sorununun büyümesine, sağlık hizmetlerinin daha fazla aksamasına neden oluyor. 

Suudi Arabistan’la bağlantılı çalkantıların hepsi bu kadar değil. Ancak biz üç günlük makale dizimize bu kadarını sığdırabildik. Bir de zihinlerde “bütün bu çalkantıların gerçek sebebi ve sonuçta amaçlanan nedir?” sorusu var. Gidişata bağlı olarak değerlendirmeler yapmaya devam edeceğiz inşallah.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Zihinleri işgal edilenler ülkenin tepesine çökerse! 21 Kasım 2024 | 143 Okunma Sudan’daki eşkıyalar siyonist eşkıyalarla yarışta! 16 Kasım 2024 | 278 Okunma Riyad Zirvesi ve bildirilerin gücü! 14 Kasım 2024 | 1.258 Okunma Dünyada değişen dengeler 09 Kasım 2024 | 43 Okunma En kötüden daha kötü ne olabilir? 08 Kasım 2024 | 128 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar