28 Şubatçılara benzememek için
Karar Gazetesi Yazarı Akif Beki'nin bugünkü (23.03.2022)''28 Şubatçılara benzememek için'' başlıklı yazısı.
Adana’da polisin, Furkan Vakfı gösterisine müdahalesi tepki çekmişti.
Özellikle başörtülü bir polisin, başörtülü bir kadına hınçla cop kaldırdığı fotoğraf karesi, sembolleşti. Başörtülülerin; 90’lardaki, 28 Şubat dönemindeki mağduriyetiyle kıyaslamalara yol açtı.
İçişleri Bakanı Soylu, bu benzetmeye alınmış, içerlemiş görünüyor.
Benzetmenin Soylu’yu rahatsız etmesi, iyiye işaret. Rahatsız etmese daha kötüydü.
Fakat ortaya çıkan manzara, sadece 28 Şubat gaddarlıklarına benzetildiği için Bakan’ı rahatsız ediyorsa, yeterince hayra alamet değil.
AK Parti camiasında uyandırdığı rahatsızlığın bile tam anlaşılmadığını gösterir.
Mağdurun gaddara dönüşmesini çağrıştırdığı, eskinin kötü hatıralarını hatırlattığı için iktidar camiasını da ayağa kaldırdı.
Ve hayır, başörtüsüz polis, başörtülü kadını coplasa da sonuç değişmezdi. Copu atanla yiyenin başörtülü olup olmamasından bağımsız bir şey, 28 Şubat benzetmesi.
Sorunu o fotoğrafa indirgemek, tartışmayı yanlış yere çıkarır. Meselenin özünü ıskalama riski doğurur.
Yine de şurası bir gerçek; mağdurun gaddara dönüştüğü eleştirileri, o fotoğrafta somut bir karşılık buldu. Daha çarpıcı sembolize edilemezdi.
Soylu; polisin sınırı aştığını, orantısız güç kullandığını, kontrolü kaybettiğini kabul ediyor. Soruşturma da açtırdı.
Ama suçun büyüğünü göstericilerde buluyor. “Alparslan Kuytul, kökü dışarda bir adamdır. Karşımızda hakikaten bir şaklaban var. Başka yerlerden talimat alan bir adam var” diyor.
Sanki Kuytul’un yanlış olması, polisin göstericileri meydan dayağından geçirmesini doğru yaparmış gibi.
Bakan, sosyal medyada polisi eleştirenleri ise bot hesap, muhalif grup ve FETÖ’cü olarak tanımlıyor.
Sanki eleştirenlerin kimliği ve niyeti; polisi haklı, eleştirileri haksız çıkarırmış gibi.