Ankara’nın mezhepçilik yapmadığının resmidir
IRAK hükümetine kukla hükümet demek de, İran'ın güdümünde olduğunu söylemek de haksızlık olmaz. Doğrudur; İran, Türkiye ile nüfuz çekiştirmese Bağdat, Başika kampına böyle cephe...
IRAK hükümetine kukla hükümet demek de, İran'ın güdümünde olduğunu söylemek de haksızlık olmaz.
Doğrudur; İran, Türkiye ile nüfuz çekiştirmese Bağdat, Başika kampına böyle cephe almayacaktı.
Fakat buradan, Türkiye’nin mezhepçi bir politika izlediği sonucu çıkar mı?
Musul harekâtına Şii milislerin katılmasını istemiyor Ankara.
Çünkü IŞİD’le savaşın bir Şiileştirme aracı haline getirilmesinden kaygı duyuyor.
Çünkü Musul’un demografik yapısının değiştirilmesinden, Sünni nüfusun göçe zorlanmasından endişe ediyor.
Yani özünde mezhepçilik yapılmasına itiraz ediyor.
Buna karşılık mezhepçilik ve işgalcilikle suçlanan yine Ankara.
* * *
Ankara’nın mezhepçilik peşinde koşup koşmadığını görmek için, Arap Birliği’nin pozisyonuna bakmak bile yeterli.
İran’ın kuklası denilen Irak yönetimine arka çıkmışlardı.
İran’la kanlı bıçaklı Arap Birliği üyeleri dahil, Başika’daki Türk askerini tehdit sayan bildirinin altına imza atmışlardı.
Eğer bir Sünni kamp varsa, orada da yerimiz sağlam değil.
Mezhepçiliği reddederken Ankara’nın elindeki en güçlü argüman aslında bu.
Sünnicilik yapmak için Musul harekâtına katılmak istiyor olsaydı, Sünni dünyanın desteğini alması gerekirdi.
Evet, işin içinde Sünni nüfusu himaye etme kararlılığı var. Ama Şii yayılmacılığına karşı.
Şiileri sürüp bölgeyi Sünnileştirmek gibi bir motivasyonu yok Ankara’nın.
* * *