AYM’de FETÖ’cü avı başlatmadan önce
Şahin Alpay’la Mehmet Altan için tutuklu yargılama zorunluluğunun oluştuğuna hangi ikna edici gerekçeler gösterildi ki Anayasa Mahkemesi ikna olsun. Başbakan Yıldırım, yardımcısı Bekir Bozdağ’dan...
Şahin Alpay’la Mehmet Altan için tutuklu yargılama zorunluluğunun oluştuğuna hangi ikna edici gerekçeler gösterildi ki Anayasa Mahkemesi ikna olsun. Başbakan Yıldırım, yardımcısı Bekir Bozdağ’dan insaflı çıktı gerçi. AYM’yi çizmeyi aşmakla suçlamadı, görev ve yetki sınırlarını tartışmaya açmadı. Sadece beklentisini dile getirdi. “Beklentimiz, FETÖ’yle mücadelenin zaafa uğramasına sebebiyet verecek ya da öyle anlaşılacak kararlar vermemeleridir” dedi. Ben de onu diyorum. FETÖ’yü ne sevindirir, ekmeğine ne yağ sürer, kendini aklama yalanlarına ne malzeme verir, üste çıkmasına ne hizmet ederse FETÖ’yle mücadeleyi de o zaafa uğratmaz mı? Şu ikisinden hangisidir peki o: Mücadelenin siyaseten yararlanmak için araçsallaştırıldığı, amacından saptırıldığı, sulandırıldığı, haksızlık ve mağduriyetlere yol açıldığı, hukukun zorlandığı algısı mı? Yoksa hak arama yollarının açık olduğu, yanlış kararların en kötü AYM’den döndüğü, hukukun çalıştığı, davanın siyasallaştırılmadığı ve muhalefetle mücadeleye alet edilmediği algısı mı? ‘Vurun abalıya’ diye hurra AYM’nin üstüne çullanan taarruz bölükleri ile ön hücum timleri de bir düşünsün diyemiyorum, düşünmek için değil linç fırsatçılığı için var onlar. Fakat ağzına baktıkları siyaset yapıcılar, mutlaka bir daha düşünsün. AYM’nin kararını beğenmeyebilirsiniz, hoşunuza gitmeyebilir ama düşünün. .