Erdoğan'a alkış ve temenniler
İSLAM İşbirliği Teşkilatı'nın liderler zirvesi dün İstanbul'da toplandı.Cumhurbaşkanı Erdoğan, ev sahibi sıfatıyla açılış konuşmasını yaptı.İki yerde ayakta...
İSLAM İşbirliği Teşkilatı'nın liderler zirvesi dün İstanbul'da toplandı.Cumhurbaşkanı Erdoğan, ev sahibi sıfatıyla açılış konuşmasını yaptı.
İki yerde ayakta alkışladım.
Ama temenni mahiyetinde mırıldanmaktan da kendimi alamadım.
Şöyle dedi:
“Bölücü değil birleştirici olmalıyız. İhtilafları değil ittifakları, husumeti değil muhabbeti güçlendirmeliyiz.Yaşanan çatışmalardan, çekişmelerden, düşmanlıklardan zarar gören sadece Müslümanlardır, İslam ülkeleridir.Dostları çoğaltmak, düşmanları azaltmak zorundayız...”
İşte bu dediklerine, noktası virgülüne harfiyen katılıyorum.
Erdoğan’ın hitap ettiği salonda 56 İslam ülkesi oturuyordu, çoğu birinci adam düzeyinde.
Aralarında Sisi’nin Dışişleri Bakanı Semih Şükrü de vardı. Mısır’ın birinci adamı General Sisi, dönem başkanlığını Türkiye’ye devretmek üzere onu göndermişti.
Darbeci Sisi yönetimiyle münasebetlerimizin yumuşama devresine girdiğine işaret.
Aynı şekilde İsrail’le Mavi Marmara katliamından bu yana kopan ilişkilerimiz de normalleşme sürecinde. Anlaşmanın eli kulağında, imzalandı imzalanacak.
Lafta kalmadığının, dış politika uygulamalarında makul bir çizgiye çekildiğimizin örnekleri bunlar.
Demek ki 7 düvelle savaşmak zorunda değilmişiz. Başka yolu varmış.
Demek ki dört bir yanımızı düşmanla çevirtmeyebilirmişiz. Dünya bize karşı olmayabilirmiş.