İktidarın şairane metaforları
Karar Gazetesi Yazarı Akif Beki’nin bugünkü (23.04.2022)''İktidarın şairane metaforları’’ başlıklı yazısı.
Eskiden mahalleye bahçevan ya da kalaycı gelirdi. Şimdi çoğu ekrana ya algıcı ya farfaracı geliyor.
Demokrasiyi Güçlendirme Derneği Başkanı İlyas Buzgan’ın tivitinde rastladım. Çin’de trollere “50 sent” adı takılmış, tarifelerine atfen.
Bizde “25 kuruş” ya da “çeyreklik” dense, kiminin tarifesine yetersiz kalır ama tümünün ucuzluğunu anlatır sanırım.
Rüşvetçiye, “yüzde 10” yakıştırması da bu türdendir. Kimi memlekette sembolik dursa da oturmuş bir lakap.
Bu örneklerden bazılarına, eskiler ‘istiare’ diyordu. Bir söz sanatı. Takma isim anlamındaki ‘müstear’la aynı kökten.
Şimdilerde daha çok ‘eğretileme’ tabiri kullanılıyor. Asıl kelime yerine konan ödünç, eğreti, emanet söz manasına.
Edebi anlatımlarda önemli bir yere sahipti, ustalık gerektirirdi. Artık iktidarın siyasi söylemlerinde de hatırı sayılır bir yer tutuyor.
Hatta diyebiliriz ki istiare, istiare olalı böyle istiare görmemiştir.
Metafora, sembolik söyleyişe, alegorik anlatıma takla attıran örnekleri veriliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “enflasyonun boynunu kırdığımızda” ifadesi, bir kapalı istiare. Benzetilen ‘canavar’ yerine, sadece benzeyen ‘enflasyon’ anıldığı için.
“Canavarın boynunu kırdığımızda” deseydi, enflasyondan bahsettiği yine anlaşılacaktı.
Fakat enflasyon anılmayıp sadece benzetildiği canavar anıldığından, açık istiare olacaktı.
Söz süsleme işini siyasette en ileriye götüren isim, hiç şüphesiz İçişleri Bakanı Soylu.
ABD Dışişleri, insan hakları ve narkotikle mücadele konularında iki rapor hazırladı diyelim. Türkiye açısından rahatsız edici eleştiriler içersin.