IŞİD'i vurmanın havası
MESELE tek taraflı mı, uluslararası koalisyonla birlikte mi olacağıydı. Tek taraflı hareket bir çılgınlık olabilirdi, sonu belirsiz bir maceraya sürükleyebilirdi bizi. Sonuçta ne Suriye'ye girdik ne savaşa girdik....
MESELE tek taraflı mı, uluslararası koalisyonla birlikte mi olacağıydı.
Tek taraflı hareket bir çılgınlık olabilirdi, sonu belirsiz bir maceraya sürükleyebilirdi bizi.
Sonuçta ne Suriye'ye girdik ne savaşa girdik. Sadece koalisyonda daha aktif bir role girdik. Bazı cereyanları terse çevirmeye yetti.
En başta: ABD ile ilişkilerimizin havası değişti. Aramızdaki Suriye makası epey açılmıştı, bir parça kapandı. İzlenecek askeri politika konusunda bir orta yol bulundu demektir.
Sonra: IŞİD'e karşı kurulan uluslararası hava gücüne İncirlik Üssü açılınca, güvenli bölge ve hava korumasının önü de açıldı.
Ankara'nın uçuşa yasak bölge gibi daha ileri taleplerini tam karşılamasa da işini görecek kadar bir kazanım.
En büyük kazanımsa tek taraflı müdahale, yani kara savaşına sürüklenme tehlikesinin bertaraf edilmiş olmasıdır. O şık elendi.
Türkiye ne yapacaksa koalisyon içinde yapacak. Tek başına değil. Riskleri müttefikleriyle birlikte göğüsleyecek.
* * *
En kötü senaryo, hatta kâbus senaryosu gerçekleşmedi. Ordunun komşu ülke topraklarına gireceği bir sınır ötesi kara harekâtı görünmüyor ufukta.
Üçüncü bir şık daha vardı, o oldu.
O şık, sınır güvenliğiyle sınırlı bir askeri müdahale fikriydi. Suriye içinde, F-16'larla havadan, tanklar ve toplarla sınırın bu tarafından korunan bir emniyet şeridi oluşturulmasıydı. O tarafta kara harbini ise ÖSO'ya bırakmayı kapsıyordu.
Ve nihayet: Bu opsiyonla IŞİD'i vurmak, savaş çığırtkanlarının da havasını bozdu.
'IŞİD'i niye vurmuyoruz, daha neyi bekliyoruz' diye ortalığı inletiyorlardı.
'Ne işimiz var bizim Suriye'de, neyimize bizim IŞİD'i vurmak' demeye başladılar. Dün savaş tamtamı çalanlar, 'savaşa hayır'cı kesildi birden.
Çünkü havadaki elektrik değişti. Yeni durumda PYD avantajlı konumunu kaybedecek. Bir sonucu da bu oldu.