İYİ Parti'nin başkalaşma krizi
Ayasofya'yla Sultanahmet Camii'nin gölgesinde kalan küçük, mütevazı bir cami var. Meydanın bir köşesinde, 500 yıldır etrafa huzur ve sükûnet saçan bir gösterişsizlik abidesi olarak duruyor. Boy...
Ayasofya'yla Sultanahmet Camii'nin gölgesinde kalan küçük, mütevazı bir cami var. Meydanın bir köşesinde, 500 yıldır etrafa huzur ve sükûnet saçan bir gösterişsizlik abidesi olarak duruyor. Boy ölçüştürmeye, büyüklük yarışına, güç ve görkem arayışına kendini kaptırmamanın simgesi gibi.
Elbette Firuz Ağa Camii'nin o dervişâne asâletini, siyasette aramıyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir vesileyle dediği gibi; siyaset yapıyorlar, tekkeye mürit aramıyorlar.
Ama siyasiler, kendilerini bu kadar da dünyanın merkezine koymamalı. Hayatlarımız, onların etrafında dönmüyor. Seçmenler, çantalarındaki keklik de değil.
Siyaset, garip biçimde şişkin, grandiyöz egoların çatışmasına dönüştü. Partiler ve siyasi kavgaları, lider enaniyetinin sultası altında çok kişiselleşti.
Her şeyi kişisel alıyor, kişilik meselesine çeviriyorlar. Sanki memleketin kendilerinden, egolarını tatminden ve korumaktan başka bir derdi yok. Bütün partili şahıslar, onların şahsiyetine fedâ olsun, beklentisindeler.