‘Keenlemyekün’ dış politikası kızışırken
Gazetecilerle basına kapalı toplantısından dışarı yansımıştı; AB’den gelen yaptırım tehditleri sorulduğunda Cumhurbaşkanı şöyle diyordu: “Bunlar blöf, dikkate almaya gerek yok...”
AB dediğini yaptı, Doğu Akdeniz’deki doğalgaz sondajı çalışmalarımıza yaptırımla karşılık verme kararı aldı.
Tepki, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’ndan geldi. Kararları göstermelik buldu. “Rum kesimini memnun etmeye dönük kıytırık kararlar” dedi. Uygulamada karşılığı olmadığını, ciddiye almaya değmeyeceğini söyledi. Üstüne, çalışmalara katılan sondaj gemilerimizin sayısını üçten dörde çıkardığımızı açıkladı. Ve dördüncü gemi, dün yola koyuldu...
Ankara, çok da sallamamakta haksız değil. Sürece hakim bir bilene sordum, sembolik önem taşımakla birlikte bu yaptırımların can yakıcı sonuçlar doğurmayacağını teyit ediyor.
Çavuşoğlu’nun “Bize ihtiyaçları var, bir şey yapamazlar” sözü de açık bir meydan okuma.
Ayrıca, sondaj çalışmaları Türkiye’nin meşru hakkı.
Ama misillemeyle cevap vermek, en az haklılık kadar AB’nin ‘bize olan mecburiyeti’ne duyduğumuz güvenden de kaynaklanıyor sanki.
Belli ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘uyarı’ları ‘blöf’ olarak görmesinde de bu inanç etkili oldu.
AB’nin, Türkiye’yi gözden çıkaramayacağına olan güçlü bir inanca yaslanıyor iktidar.