‘Özgür iradeyi fesada uğratma’ suçu
İsmail Saymaz'ın yeni kitabı Şehvetiye Tarikatı'nı okuyorum. Her biri dava konusu olmuş dört sahte şeyh vakasıyla bir cinci hoca, bir de hokkabaz kerametçinin üçkağıtçılık ve cinsel istismar hikayelerini toplu sunuyor.
Hepsi dudak uçuklatacak cinsten. Fakat biri var ki kıyas kabul etmez, dehşet hayretengiz... Hani şu 'badeciyan' ya da 'badeciler' diye alaycı isimlendirmelere konu olan güruhun sapkınlıkları...
Saymaz, mahkeme kayıtlarıyla çarpık ilişkiler ağının boyutlarını sergilerken bir ayrıntıya dikkat çekiyor: Karar sürecinde savcı, hakim ve Yargıtay arasında yaşanan 'özgür irade' tartışması...
Savcı, sapık şarlatan Korkmaz'ın "telkin, ikna ve hipnoz yöntemleriyle mağdurların iradesini yok ettiği için, hukuken geçerli bir rıza olmadığına ve sanığın cinsel saldırı suçunu işlediğine" hükmedilmesini istiyor.
Mahkeme ise rızalarıyla, sevap kazanmak için 'şeyh'leriyle ilişkiye girdiklerini söyleyen müritlerin beyanına dayanarak cinsel saldırıdan ceza vermiyor.
İşte bu noktada yepyeni bir içtihatla karşılaşıyoruz. Mağdur mağduriyetini kabul etmezken cezaya yer var mı, yok mu?