Sandığa müdahale tarihinde bir ilk
İktidar partisinin seçimlere itiraz etmesi tüm Türkiye'yi şaşkına çevirmişti. Tüm gücü elinde barındıran iktidar seçim güvenliğinden nasıl olur da taviz verebilirdi? Gerek oy kaydırmaca, gerek iktidarın oylarını geçersiz sayma gibi usulsüzlükler nasıl organize edildi?Yazar Akif Beki, sandık başındaki memurların sandığa, demokrasiye müdahalelerini yazdı...
Hayır, AK Partili Yavuz’un ‘denetlenemeyen alanda bir şeyler oldu, bir gariplik hissediyorum’ şeklindeki iptal gerekçelerinden söz etmiyorum.
Kuvvetli hislere dayanarak seçimlerde organize usulsüzlük iddia etmek, araştırsın diye şüphelerini YSK’ya taşımak, gözle görünmeyen gizli bir kanunsuzluk var mı yok mu somut olarak ortaya çıkarılmasını istemek, iptal şartlarının tespiti halinde gereğini talep etmek yadırgatıcı yanlarına rağmen anlaşılabilir.
İlk kez oluyor dediğim; ilk kez bunu bir iktidar partisi yapıyor. Sandık kurullarında bir şeyler olduğunu, her nasıl başarıldıysa karambolde tam anlaşılmayan örgütlü bir memur katakullisinin döndüğünü iktidar iddia ediyor.
İtiraz hakkını kullanmak, milli iradenin eksiksiz yansımasını kovalamak, demokratik tercihlerin başına bir şey gelmeden sandığa girdiği gibi çıkmasını savunmak, sonuçlarla oynanmasına müsaade etmemek, her bir seçmenin hakkını aramak ve her bir oyun yerini bulduğundan emin olmaya çalışmak tüm siyasi partilerin sorumluluğu. İktidarın da sadece hakkı değil, aynı zamanda üstüne titremesi gereken bir görev. Ne şüphe!
Fakat bu görev, daha önce hiç bugünkü gibi yorumlanmamıştı.
Bizim Meşrutiyet’le başlayan seçim sabıkalarımızı, Refik Halid Karay’ın ağzından dün aktarmıştım. Ne emsalsiz vukuatlar vardı...