Sedat Peker’e son mesaj
Karar Gazetesi Yazarı Akif Beki'nin bugünkü (15.09.2022)''Sedat Peker’e son mesaj'' başlıklı yazısı.
Yakınlarda, Beykoz’daki evine “çöküldü”ğünü söylemişti. Milli Parklar’a devrine karar verilmiş.
Beykoz’daki işte o eve, dün sabah silahla saldırıldı. Evi bekleyen adamlarına kurşun sıkıldı, biri vuruldu.
Hemen öncesinde Peker’in; Dubai’de tekrar ‘dijital tecrit’e alındığı, sosyal medyadan uzak tutulduğu, günlerdir Tweet atmadığı konuşulmaya başlamıştı.
Bu sessizliği, evinde patlayan silah sesleri bozdu.
Peşine, suikast timleri takıldığı da konuşuluyor. “Uluslararası çetelere davet çıkarılmış, başına ödül konmuş, sağa sola haber salınmış, kiralık katiller Dubai’ye yollanmış” gibi detaylarla.
John Wick entrikalarını aratmayan, aksiyon filmlerinde rastlanabilecek senaryolar bunlar.
Interpol’ün başında, Emirlikler’den bir güvenlik yetkilisi var üstelik. General el Reisi. Hem de İstanbul’daki genel kurulda seçildi.
Sedat Peker ise 194 ülkede organize suçtan aranıyordu güya, hakkında Kırmızı Bülten çıkarılmıştı.
Emirlikler’le arayı da düzelttiğimize göre, niye yakalanıp iade edilmesi istenmiyor da... Emirlikler’e baskı uygulanarak Peker’in dışarıyla iletişiminin kesilmesine, yalıtılmasına uğraşılıyor?
Ve doğruysa kim, neden peşine kiralık katiller takıyor?
Öldürmek yerine sağ getirilip konuşturulması, yargılanması, karştığı ve ifşa ettiği suçların aydınlatılmasına, adaletin yerini bulmasına hizmet etmez miydi?
Bu, polis yöntemlerine benzemiyor sanki pek. Suçla mücadeleye de yarayacak türden değil.
Yapmanın değil anlatmanın sorun olduğu düzenler, suç kardeşlikleriydi. Omerta kuralı, orada geçerli. Sicilyalıların meşhur suskunluk yasası, hukuk dünyasında işlemiyordu.
Tam tersine, suçla mücadeleden sorumlu devlet teşkilatlarının görevi, suçluları konuşturmaktı. Susturmak değil.