Yeni yıldan beklediğim ayrımcılıklar
Silahla kalemin artık ayırt edilebilmesini en başa yazarım. Teröre karşı mücadele ile demokratik muhalefete karşı verilen mücadelenin birbirine karıştırılmamasını da koyun hemen...
Silahla kalemin artık ayırt edilebilmesini en başa yazarım.
Teröre karşı mücadele ile demokratik muhalefete karşı verilen mücadelenin birbirine karıştırılmamasını da koyun hemen yanıbaşına.
Devamında, bomba ile kitap arasında kurulacak tek benzerlik, ‘bomba kitap’ nitelemesiyle sınırlı kalsın. Hangisi daha tehlikeli diye kıyaslamak şöyle dursun, kitapla tehlike sözcükleri ancak ‘tehlikeli masallar’ gibi kitap isimlerinde yan yana kullanılabilsin, başka da geçirilmesin aynı cümle içinde.
E oldu olacak, itiraz ile ihanet, eleştiri ile düşmanlık da bir tutulmasın bundan böyle.
Yılbaşı yeni bir başlangıca vesile olsun.
Eleştiri ile suçun, sorgulama ile yasadışı faaliyetin kesin hatlarla ayrıştırıldığı bir dönemin miladına dönüştürülsün 1 Ocak.
Gönül istemez mi, ayetle slogan da ayrı tutulsun elbette.
Dini vaazla siyasi propaganda birleştirilmesin, cuma cemaatiyle miting kalabalığı da...
Cami ile parti de iç içe geçmesin.
İktidar mücadelesi ile din mücadelesinin aynı görülmediği ve gösterilmediği bir yıl olsun, kim dilemez!
Dilek demişken, şu temenni de eklenmez mi sıralamaya...Tehdit ve dayatma ile serbest tartışma aynı kefeye konmasın.
O arada, amaç ve ağız birliği ile organize suç da bir torbaya atılmasın bari.
Yani, sandıkta iktidar değiştirme hedefiyle darbe kovalayarak hükümet devirmek gibi gayrimeşru yöntemler birlikte yargılanmasın.
Demokratik tepki biçimleri ve hak arama yolları ile antidemokratik sokak eylemlerinin arası açılabildiği kadar açılsın. Barışçıl örgütlenme, gösteri ve protesto hakkı ile kriminal örgütlenmelere verilecek karşılık yer ile gök kadar uzaklaştırılsın birbirinden.