'Şirketokrasi ve bankatorya'
Vahşi kapitalizm böyle bir şey olsa gerek.Alacağını tahsil etmeden ne işinizi yapıyorlar ne de yüzünüze bakıyorlar. Riyakar ve sahtekar “call center”lar, çağrı hatları, müşteri memnuniyeti...
Vahşi kapitalizm böyle bir şey olsa gerek.
Alacağını tahsil etmeden ne işinizi yapıyorlar ne de yüzünüze bakıyorlar. Riyakar ve sahtekar “call center”lar, çağrı hatları, müşteri memnuniyeti zokaları, “müşteri esas patrondur” filan… Hepsi hikaye… Hepsi kuyruklu yalan…
Önce paranızı alıyorlar sonra ürünü teslim ediyorlar, eğer üründe hile, hurda, zarar, ziyan varsa siz bilahare uğraşıyorsunuz, garanti, servis, hakem heyeti, tüketici mahkemesi filan. Şirketokrasi böyle bir şey işte…
Ya bankalar? Teminat, kefil, rehin vermeden hadi bir kuruş alsana bankadan! Adamın iliğini emerler, mümkün mü? Bir ay geç yatır kredi kartı bakiyeni, bak üzerine ne kadar faiz geliyor! Şimdi devlet bankaları da komisyon almaya başlamışlar! Bir tanesinde kendi hesabımdan para çekeyim dedim, bankomat ya da kredi kartı almadığım için ve işlem yaptığım şube esas şubeye 3 km olduğu için 5 TL masraf istediler! Acı acı güldüm, bankodaki delikanlıya “insaf” dedim, “bari devlet bankası yapmasın, özeller zaten soyguncu da…” Banka memuru çocuk acı acı tebessüm etti ve dedi ki “abi neden bankomat kartı almadın”? Ben de dedim “o kartı alsam şimdi hesabımda bu para duruyor olur muydu?” Hain hain gülümsedi yüzüme! Eğitim masrafı için kenarda tuttuğum 2 bin lirayı çekmek için gittiğimde yaşıyorum bunları! Kredi kartı ya da bankomat kartı alsam bankadan zaten hapı yutmuştum! O para hiç kalır mı yerinde, illa ki harcıyorsun! Özellikle bankalar ve şirketler tüketicilerin psikolojilerini, tüketim eğilimlerini iyi biliyorlar, bunları düzenli olarak ölçümlüyorlar.
Kapitalizm böyle çalışıyor. Sizi hassas noktanızdan yakalıyor, tükettiriyor da tükettiriyor, harcattırıyor da harcattırıyor… Düzen böyle kurulmuş. Şirketokrasi ise kusursuz işliyor. Eskiden mahallenin esnafından bir ürün alırdın ayın 15’inde vereceğim derdin, ürünü alır giderdin… Şimdi hiçbir esnaf belki haklı olarak kredi kartı ve nakit dışında işlem yapmıyor. Senet, deftere yazma, kafaya yazma, veresiye kültürü kalktı, çünkü güven ve dürüstlük ortadan kalktı! Sonra ne oldu? Vatandaş nasıl olsa başka yerlerde daha iyi şartlarda aynı ürün satılıyor düşüncesiyle internete, AVM’ye vesair yerlere yöneldi, mahallenin esnafı çöktü!
Şirketokrasinin gücü ve dürüstlüğün ortadan kalkmasıyla birlikte mahalle ekonomisi de ortadan kalkmış oldu! Aslında pek çok konu birbiriyle yakından alakalı! Mahalle esnafının çökmesinin tek sebebi sadece süpermarketlerin açılması ve AVM’lerin mantar gibi türemesi değil! Mahallede yaşayan insan figürü, yani sosyoloji değişti! Mahallelerin yerleşik eski aileleri yer değiştirdiler. Nüfus yapısı değişti. Dışarıdan sürekli göç alan yerleşim yerlerinde insanlar artık birbirlerini tanımaz hale geldiler. Doğal olarak herkes birbirine yabancılaştı. Bu yabancılaşma doğal olarak beraberinde güven sorununu da getirdi.