Artçı değil de öncü mü?
Merkez Bankası kurlarını kullanalım. Dolar yılın ilk işgünü olan 2 Ocak’ta 3.77 liraydı. Seçimlerin hemen ertesinde 25 Haziran’ı 4.71 ile geçtik. Ağustosa geldik, dolar bir ara 7 lirayı da aştı...
Merkez Bankası kurlarını kullanalım. Dolar yılın ilk işgünü olan 2 Ocak’ta 3.77 liraydı. Seçimlerin hemen ertesinde 25 Haziran’ı 4.71 ile geçtik. Ağustosa geldik, dolar bir ara 7 lirayı da aştı, Merkez Bankası’nın ilan ettiği kur da 14 Ağustos için 6.88’i buldu.
Sonra çeşitli önlemler devreye alındı, kur iki gün sonra 16 Ağustos’ta 5.80’e indi. Merkez 5.80’i 16 Ağustos’ta belirleyip 17 Ağustos’un resmi kuru olarak açıkladı.
Doların 7’lerden 5.80’e gerilemesi üzerine çeşitli kademelerdeki yetkililer TL’ye dönük spekülatif atağın geride kaldığı yolunda açıklamalar yaptılar. TL’ye yönelik atak püskürtülmüş, sorun büyük ölçüde geride kalmıştı.
Artık olsa olsa küçük ataklar yaşanırdı, bu da o büyük çıkışın artçısı sayılırdı.
Uzun bayram tatili de adeta kurtarıcı oldu. Yurtiçinde piyasalar kapalıydı, fiyat oluşmayacaktı. Yurtdışında da TL’nin değerine ilişkin önemli bir hareket yaşanmadı.
Ama bayram tatili bitip piyasalar açılınca gördük ki döviz uykuya çekilmiş. Kurlar yeniden kıpırdamaya başladı ve doların bir çırpıda 6 liradan 6.45’e kadar çıktığını gördük. 6.45, önceki gün oluşan düzeydi.