Faizde tavan oran yalnızca mesajdır, önemli olan ortalama orandır
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 14 Aralık Perşembe günü yılın son toplantısını yapacak. Toplantıya bir hafta var ama kamuoyunda Merkez Bankası mutlaka faiz artıracakmış gibi bir hava oluştu. Merkez ne yapar...
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 14 Aralık Perşembe günü yılın son toplantısını yapacak. Toplantıya bir hafta var ama kamuoyunda Merkez Bankası mutlaka faiz artıracakmış gibi bir hava oluştu. Merkez ne yapar bilemeyiz tabii ki. Zaten çok da seçenek yok; faiz ya artırılır ya sabit tutulur. Şu koşullarda bir faiz indirimi söz konusu olmadığına göre...
Peki faiz artırılırsa bu çok mu önemlidir? Merkez Bankası tavan faizi artırdığı halde ortalama faizi şimdiki düzeyin bile altına çekemez mi?
Pekala mümkün tabii ki. Kaldı ki enflasyonun gerileme eğilimi içine gireceği bir dönemde şimdikinden daha düşük faiz uygulanması da pek şaşırtıcı olmaz.
“Enflasyondaki hangi gerilemeden söz ediyorsun” diye düşünebilirsiniz. Biz geride kalan dönemin enflasyonunu göz önünde bulundurarak değil, gelecekte oluşacak oranları dikkate alarak “Enflasyon düşerken” diyoruz, öncelikle bunu vurgulayalım. Yoksa, TÜFE’de yıllık bazda yüzde 13’e tırmanan enflasyonu elbette “düşerken” diye tanımlama durumunda olamayız. Bu köşede dün de yazdık; TÜFE kasım sonu itibariyle yıllık bazda yüzde 13’e dayandı ama çok büyük olasılıkla aralık sonunda yüzde 12 dolayında bir oran göreceğiz. Eğer döviz kurunda son günlerde oluşan geri çekilme ayın tümünü kapsarsa yıllık oran yüzde 12’nin bile altına inip yüzde 11.50 dolayında oluşabilir.
Ama kesin olan şu; aralık sonundaki TÜFE, kasım sonundakinden daha düşük olacak. Üstelik bu gerileme 2018’in ilk dört ayında da düzenli olarak sürecek gibi görünüyor. Nisan sonuna geldiğimizde yıllık TÜFE’yi yüzde 10’un çok az da olsa altında görebiliriz.
“Enflasyondaki gerileme eğilimi” derken kastettiğimiz de bu.