Kur önce büyümemizi sağladı şimdi de küçülmemize yol açıyor
Büyüme hızı kafa karışıklığının en çok yaşandığı veri. Üstelik bu bir ülke için en önemli veri.Alıp satıyoruz, üretip tüketiyoruz, yatırım yapıyoruz; sonra...
Büyüme hızı kafa karışıklığının en çok yaşandığı veri. Üstelik bu bir ülke için en önemli veri.
Alıp satıyoruz, üretip tüketiyoruz, yatırım yapıyoruz; sonra tüm hesabı ortaya koyuyor ve bir büyüklük hesaplıyoruz. Bunu da bir önceki yılla kıyaslıyor ve farka bakarak “Şu kadar büyüdük ya da küçüldük” diyoruz.
İyi de bu farkı nasıl izah edersek en doğruyu bulmuş oluruz? Cari fiyatlarla yapsak, artışın içinde enflasyon da var, olmaz. Enflasyon kadar büyümüşsek bunun ne önemi olabilir ki?
O yüzden en iyisi enflasyondan arındırılmış sabit fiyatlara göre olan veriyi kullanmak. Zaten genellikle böyle yapılıyor. Doğrusu da bu. Bakıyoruz geçen yıla, yüzde 7.4’lük bir büyüme yakalamışız. Öngördüğümüzün de, daha sonra tahmin ettiğimizin de üstünde gayet iyi bir oran. Dünya ölçeğinde de yüksek bir oran üstelik.
Ama büyümeyi sabit fiyatlara göre ölçerek bir sonuca varmak yetmiyor. Bir de, çok hızlı büyümüş olsak bile nereye geldiğimiz, hangi düzeye ulaştığımız önemli.
Bu karşılaştırmayı yapabilmenin yolu da GSYH büyüklüğünü dolara çevirmekten geçiyor. Böyle yapınca tuhaf bir tabloyla karşılaşıyoruz. Biz geçen yıl büyümemişiz ki, küçülmüşüz. Hatta yalnızca 2016’ya göre küçülmekle kalmamışız, 2012’den bu yana olan dönemin en düşük GSYH’sini oluşturabilmişiz.