İnsanlar çocuklarına nasıl ihanet ederler?

“Kimlik krizi” terimi savaş sırasında “kişisel aynılık ve tarihsel süreklilik duygusunu kaybeden” bazı akıl hastalarının durumunu betimlemek için icat edilmiş. Erik H. Erikson ise bu terimi kendi...

“Kimlik krizi” terimi savaş sırasında “kişisel aynılık ve tarihsel süreklilik duygusunu kaybeden” bazı akıl hastalarının durumunu betimlemek için icat edilmiş. Erik H. Erikson ise bu terimi kendi zamanının ergenlerinin içinde bulundukları ıstırabı tanımlamak için kullandı. Yetişkinlerde görülen “kimlik krizi” tıbbi müdahale gerektiren patolojik bir durum olarak görüldü. Ergenler ise Erikson’a göre normal gelişimleri içerisinde bu durumu atlatacaklardır. Erikson kişinin sağlıklı evresi olarak tanımlanan ve “Bir kimliğe sahip olduğunuzun farkına vardığınız zaman nasıl hissedersiniz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: Bu durum kendisini “aynılık” ve “süreklilik” duygusu olarak hissettirir.

Z. Bauman, Erikson’un bu görüşünün eskimiş olduğunu kaydeder ve günümüzde kimlik krizi akıl hastalarında nadiren görülen bir durumdur ya da geçici bir ergenlik durumu olmaktan çıkmıştır, diye ekler. Bauman’ın teşhisi şudur: “Aynılık” ve “süreklilik” bugünlerde hem gençler hem de yetişkinler tarafından nadiren yaşanan bir duygudur.

Küreselleşme ile maruz kalınan ve onun tarafından tetiklenen ve dünya çoğunluğunun maruz kaldığı durum bildiğimiz dünyanın sonuna yaklaştığımızı gösteriyor. Bauman’ın Erikson’un yazdıklarının 40 yıl sonra hükmünü yitirmiş olduğunu gözlemlemesi değişimin ne derece güçlü olduğunu gösteriyor. Bu dönemin alamet-i farikası ise ekonomi, siyaset, kültür ve eğitim sahasını kat ederek gelen “risk dalgası”.

Belirsizlik, güvensizlik, güvencesizlik gibi birkaç kuşak öncesine gittiğimizde kişiyi patolojik bir ruh haline ve telafisi zor bir şizofreniye sürükleyecek unsurlar bugünün dünyasını tanımlamak zorunda olanlar için vazgeçilmez kavramlar olarak el altında tutuluyor. Esneklik değişeceği daha baştan garanti altında olan şartlara uyumunuzu zorunlu kılıyor. Ucu açık, muğlak ve öngörülemez olan ile savaşın günlük ve her gün yeniden verilmesi gereken bir savaş olduğunu bilmeniz bugünün dünyasında ayakta ve hayatta kalmanızın yegâne yolu olarak gösteriliyor. Beliren bu şartlar altında ekonomi, siyaset, kültür, eğitim gibi sahalar için ayrı başlıklar altında kritik tartışmalar başlatmak mümkün.

Böylesi bir dünyanın 200 yılık eğitim teorilerine kısa devre yaptırdığını söylemeliyiz. Bugüne kadar gençleri “hayata hazırlamak” gibi bir görev ile de kendisini konumlandırmış olan eğitimin ciddi bir meydan okuma ile karşı karşıya olduğu su götürmez. Çünkü bugüne kadar kullandığı ve bugüne kadar getirdiği araçlar bugün önümüzde iyice beliren bir dünyada gençlerin ve ailelerin başa çıkmak zorunda kaldıklarına karşı onları hazırlayamamakta. Eğitimin büyük bir gururla ve kendisi için bitmez tükenmez bir meşruluk kaynağı olarak gördüğü “çocukları ve gençleri hayata hazırlamak” görevi onarılamaz biçimde hasar almıştır.

Gündelik hayatı sürdürme yeteneği, belirsizlik ve müphemlikle mücadele etme yetisi, farklı bakış açıları ile uyum halinde olma, eleştiri ve öz eleştiri melekelerini güçlendirmek, sorumluluk duygusunu geliştirmek ve kişinin yaptığı eylemlerin sorumluluğunu üstlenebilmesini sağlayacak cesarete sahip kılınması ve direnebilecek takat ve güç; eğitimin hâlâ “hayata hazırlamak” diye bir kaygısı var ise eğer gençlere kazandırılması bugün için elzem olan şeyler bunlar.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İnsanlar çocuklarına nasıl ihanet ederler? 29 Ağustos 2018 | 5.891 Okunma Mel Gibson, Malik Bin Nebi ve bayramlık sorular 22 Ağustos 2018 | 2.501 Okunma Kriz sıra dışı değil, sıra dışı olan… 15 Ağustos 2018 | 3.627 Okunma MEB’in eylem planı 08 Ağustos 2018 | 392 Okunma Ya inşa ederiz ya da sürükleniriz! 01 Ağustos 2018 | 3.589 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar