Mel Gibson, Malik Bin Nebi ve bayramlık sorular
Mel Gibson yönetmenliğini yaptığı 2006 yılı yapımı ‘Apokalipto’ filminde, Maya İmparotorluğu’nun son günlerine götürür izleyiciyi. Gibson Maya İmporatorluğu’nun...
Mel Gibson yönetmenliğini yaptığı 2006 yılı yapımı ‘Apokalipto’ filminde, Maya İmparotorluğu’nun son günlerine götürür izleyiciyi. Gibson Maya İmporatorluğu’nun çöküşünü, Jaguar isimli karakterin esaret atına alınması ve sonrasında ailesi için canı pahasına gerçekleştirdiği kaçışın merkezinde yer aldığı bir kovalamacanın içinden aktarırı izleyiciye. Film, güvertesinde misyoner rahiplerin hazır bulunduğu Hristiyan sömürgecilere ait gemilerin ufukta belirip Maya İmparatorluğu’nun kıyılarına yaklaşması ile son bulur.
Gibson filme, bu sonu temellendiren bir alıntıyla başlar. Hikaye başlamadan önce o alıntılanan söz belirir ekranda : “Büyük bir uygarlık kendi içerisinden parçalanmadıkça, fethedilemez.”.
Hikaye Will Durant’ın bu sözüyle başlar ve Hristiyan misyonerlerle dolu sömürgeci gemilerinin ufukta belirmesi ile son bulur.
Maya İmparatorluğu’nun çöküşünden çok çok sonra Gibson’ın filminden ise çok önce Malik Bin Nebi isimli Müslüman bir düşünür aynı zamanda mücadele ve eylem insanı, neredeyse hayatını sömürü-sömürge ilişkilerini düşünerek geçirdi.
Malik Bin Nebi küçüklüğünden beri içinde yaşadığı sömürge ortamı nedeniyle, "medeniyet, sömürge, bağımsızlık" gibi konulara özel ilgi gösterdi. Cezayir’in bağımsızlığı için mücadele etti. Mücadelesinin hedefinde İslam ümmetini zihnî bağımsızlığa davet vardı. Fransa'da yaşayan Kuzey Afrikalı gençlerin ve Cezayirli işçilerin bilinçlenmeleri için birçok çalışma yaptı. Politik baskılar sonucu birkaç defa hapishaneye girdi. Cezayir'in bağımsızlığını kazanmasının ardından ülkesine döndü ve hayatının geri kalanını öğrencilerle yaptığı derslere adadı.
Malik Bin Nebi’nin Müslümanların düşünce ufkuna kazandırdığı en önemli soru; "Neden sömürülmeye müsait bir hâldeyiz?" sorusu olmuştur. Malik Bin Nebi, siyasî ve fizikî bağımsızlığın, zihnî bağımsızlık anlamına gelmediğini vurgular ve İslam ümmetini zihnî bağımsızlığa davet eder. Onun bu davetinin temelinde Ra’d Suresinin 11’inci ayeti vardır: “Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.”