Toplum olma irademiz saldırı altında
Kobani'ye geçmek için İstanbul'dan Şanlıurfa'nın Suruç ilçesine giden Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi 300 genç Amara Kültür Merkezi'nde basın açıklaması...
Kobani'ye geçmek için İstanbul'dan Şanlıurfa'nın Suruç ilçesine giden Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi 300 genç Amara Kültür Merkezi'nde basın açıklaması yaptıkları sırada canlı bombanın hedefi haline geldiler.
Saldırının ilk dakikalardaki bilançosu ise kültür merkezi önünde yaşanan can pazarı, yere düşen onlarca cansız beden ve sayıları 100’ü bulan yaralılardı.
Olay yeri görüntüleri trajedinin boyutları hakkında bir fikir verdi. Büyük bir katlim hedeflenmiş ve eylemin geçekleşmesi ile saldırganlar bu hedeflerine ulaşmışlardı. Olayın akabinde fail ya da faillerin kimliğine ilişkin bir bilgi ortaya çıkmamış olsa bile olağan şüphelinin IŞİD olduğu yönünde güçlü bir algının oluştuğundan söz edilebilir.
Esasında mesleği ya da uzmanlığı gereği bu tür olayları çözümleyen, analiz eden profesyonellerin, stratejistlerin meseleyi ele alışları ile bizlerin değerlendirmeleri arasında bir fark var ya da en azından bir fark olmalı. Onlar bu tür olayların polisiye yanını, uluslar arası ilişkiler kısmını öne çıkararak bir sonuca varma gayreti içerisindeler. Bunun anlaşır bir yanı da var. Ancak profesyonellerin dışında kalan ve toplumun bütünü içinde yer alan geniş kalabalıklar için durumun biraz daha net olması gerekir.
Ortada bir katliam var. Normal şartlarda bu tür bir saldırıya maruz kalan bir toplumda, saldırının failinden, saldırıya uğrayanın kimliğinden öte bu tür saldırıların asıl hedefinin bizatihi toplumun kendisi olduğu gerçeğinden hareketle bir kenetlenme, dayanışma içinde olunması beklenir.
Ne yazık ki bu olayın akabinde olduğu gibi bu beklentinin boşa çıktığını görmek kahredici!
Henüz olay bir haber olarak ekranlara yeni düşmüşken her türlü iletişim aracının refakatinde faili bu ülkenin meşru figürleri arasında arayanlar, siyaseten durdukları yere tahkimatın aracı olarak bu trajediyi kullanmaktan çekinmeyenler, ‘suçlu’ arayan işaret parmaklarını toplumun farklı kesimleri üzerinde gezdirenler, katliama maruz kalanları kendi platformlarının, kürsülerinin dekoru haline getirenler bilinmelidir ki bu toplum için Suruç’taki canlı bombadan daha tehlikeliler!