Belediye başkanları

Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi kaçınılmazdır. Merkezi yönetimin her yere yetişmesi zor. Son yıllarda yerel yönetimlerle ilgili yeni düzenlemelerin yapılması ve bazı şehirlerin büyük şehirlere...

Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi kaçınılmazdır. Merkezi yönetimin her yere yetişmesi zor. Son yıllarda yerel yönetimlerle ilgili yeni düzenlemelerin yapılması ve bazı şehirlerin büyük şehirlere dönüştürülmesi çalışmaları önemli adımlardır. Merkezi yönetimin işini kolaylaştırmaktan da öte, hızlı ve etkin olabilmek için de bu gerekliydi.

Yerel yönetimlerin bu kadar önemsendiği bu dönemde, siyasi partilerin yüzü olan yerel yöneticilerin de çok dikkatli olması gerekiyor. Özelikle iktidar partisine ait yerel yöneticilerin işi daha zor. Partinin tüm programına hâkim, ufku geniş, vizyon sahibi ve güçlü kişiliklerden oluşması elzemdir. Partisi ile çelişki yaşayan veya partisinin gerisinde kalan her yerel yönetici günden güne erir. İsmini, yaptığı hizmetlerle duyurması gereken bir yönetici, ihalelerle veya yolsuzluklarla duyuruyorsa, bu duruma halk bir şey yapamaz ama yöneticinin partisinin devreye girmesi mecburidir. Ne yazık ki “Kol kırılır yen içinde kalır.” mantığı böyle bir durumda doğru değildir. Tüm siyasi partiler, partimiz yıpranmasın mantığı ile böyle yöneticilerin ardında durabiliyor. Peki, bu durum böyle mi gider? Gitmez diyen bir lider var şimdi!

Son günlerde özellikle Ak Partili bazı belediye başkanlarının istifası gündemde. Kendisi istifa eden de var, istifaya davet edilen de. Bu istifalar, akla çeşitli soruları da getirmiyor değil. Durup dururken neden istifa?

Bir parti, yerelde seçim kazanmış bir temsilcisini neden görevden alır? Üstelik yerelde seçim kazanmak da zordur. Yerelde bazen partinizden ziyade sizin isminiz önemlidir. Partisi, Türkiye genelinde çok başarılı olamadığı halde, yerelde seçim kazanan belediye başkanları az değildir. Demek ki yerelde kazanmak için partinin gücü de bazen yetmeye biliyor.

Yerel yöneticiler bağlı oldukları siyasi partileri ile eş güdüm içinde çalışmalıdır. Bu tamam ama çok güçlü bir yerel yönetici, gün gelir partisine kafa tutarsa ne olur? Sanırım bu soruların cevabını şu günlerde görüyoruz.

Demek ki Türkiye’de önce güçlü bir merkezi yönetime ihtiyaç var. Her işi Ankara’dan halletmeyelim diyoruz ama yerelde de sorunları çözemiyoruz. Ankara’ya gitmeden problem çözülemez mi? Bence çözülebilir ama Ankara’yı temsil edenin vizyonu önemlidir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Millî Eğitim 15 Aralık 2018 | 3.262 Okunma Şu okullar açılsa! 01 Eylül 2018 | 353 Okunma Eğitime adanmış bir ömür; Levent Yazıcı 30 Ağustos 2018 | 300 Okunma Zafer, bayram ve trafik 25 Ağustos 2018 | 157 Okunma Kurban ettiklerimiz 22 Ağustos 2018 | 3.590 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar