Kudüs ne anlatıyor?
Filistin diye mahzun bir coğrafya var. Orada Kudüs var. Peygamberlerin öyküsü var. Çile var. Meryem annemizin umudu, Hz. İsa’nın çilesi orada. Hz. İbrahim’in evladı İsmail ile imtihanı burada. Hz. Musa’nın...
Filistin diye mahzun bir coğrafya var. Orada Kudüs var. Peygamberlerin öyküsü var. Çile var. Meryem annemizin umudu, Hz. İsa’nın çilesi orada. Hz. İbrahim’in evladı İsmail ile imtihanı burada. Hz. Musa’nın mucizesi, Hz. Yakub’un gözyaşlarıyla suladığı topraklar burada.
Kudüs mahzun, gönüller yorgun. Mescid-i Aksa ihtişamıyla güven ve umut saçıyor göğe. Korkmayın, diyor. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) kokusu bu topraklarda. Hâlâ mucizenin esrarı var burada.
Kudüs huzurluysa dünya huzurludur. Bu söz, öylesine söylenmiş bir slogan değildir. Bu söz slogan da değildir. Çünkü Kudüs, dünyanın kalbi gibi atmaktadır. Tarih boyunca burayı almak için yapılan savaşları herkes biliyor. Son yüz yıl içinde de Kudüs’ü elde etmek için özellikle Yahudilerin mücadelesini, zulmünü hepimiz biliyoruz. Peki, biliyoruz da ne yapıyoruz?
“Kudüs, Müslümanlarındır!” sözünü her eylemde haykıran bizler ne yapıyoruz? Neler yapmalıyız İslam dünyası olarak? Bu soruların cevabını 23-25 Mart 2018 tarihlerinde Kudüs’te yapılan II. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi verdi. Daha önceki yazılarımızda da bu konuya yer vermiştim. Evet, Kudüs’ü daima anlatmak lazım ki Kudüs daha iyi anlaşılsın!
akademisyen “II. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi” vesilesi ile üç gün Kudüs’te bulundu. On farklı ülkeden700 bilim insanın varlığı kayda değer bir durumdur. Kudüs’ü adım adım gezdik. Tarihini, kültürünü, yaşamını, mimarisini, dinî mekânlarını, kısacası Kudüs’ün tüm hikâyesini okuduk, gördük, dinledik. Bu mühim bir durumdu. Zira biz, hep uzaktan bakmıştık Kudüs’e. Yaptığımız en etkili iş bir cuma çıkışında Kudüs için slogan atmak olmuştu. Ancak bu Kongre ile Kudüs için ciddi ve bilimsel adımlar atmış olduk.
Ülkemizde üniversitelerin durumu hep tartışmalı geçmektedir. Özellikle de “rektör” sultasından bahsedilir. Bu Kongre ile bu durum tersine çevrilmiştir. Kongre’ye ülkemizden tam 7 üniversite rektörü destek verdi ve katıldı. Önceki yazımda Gazi Üniversitesi Rektörü hakkında yazmıştım. Bir kez daha kendilerini tebrik diyorum.