Zaman ayarlı kaos
Özellikle 17/25 Aralık, 7 Haziran seçimleri sonrası ve 15 Temmuz’un devamında ülkemizde tesis edilmeye çalışılan “güvensizlik” propagandası var. Bu güvensizliğin endişeye ve derin korkulara sebep...
Özellikle 17/25 Aralık, 7 Haziran seçimleri sonrası ve 15 Temmuz’un devamında ülkemizde tesis edilmeye çalışılan “güvensizlik” propagandası var. Bu güvensizliğin endişeye ve derin korkulara sebep olarak toplumun sindirilmesi, samimi insanlarımızın toplumsal yapılardan uzaklaştırılarak bireyselleştirilmesi hedeflenmiştir. Bu konular üzerine sohbet ettiğim Hitit Üniv. Öğretim Üyesi Dr. Güngör Karakaş dostumun önerisiyle Hitit Üniv. Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zekeriya Işık tarafından hazırlanan “Zaman Ayarlı Kaos” isimli kitabı edindim.
Kitap, “15 Temmuz Sonrasında Türk Toplumunun Dinî Gruplara ve Gruplaşma Olgusuna Bakışı” isimli ulusal alan araştırmasını kapsıyor.
Kitaba “Zaman Ayarlı Kaos” isminin verilme nedeni ise bu hain girişimin önceden planlandığı ve sonrasında terör örgütü mensuplarının ortaya çıkarmak istedikleri kaostan kaynakladığı olarak açıklanıyor. İki aşamadan oluşan kitabın saha araştırmaları kısmı bir bilimsel projeye (Hitit Üniversitesi BAP)dayanmaktadır.
“Zaman Ayarlı Kaos” kitabı hem iyi bir bilimsel araştırma hem de yaşadığımız FETÖ ihaneti özelinde toplumumuzun durumunu ortaya koyan bir rapor olmuş. Kitaptan aldığım şu noktalar mühim:
FETÖ; sosyal, ekonomik ve kültürel ağlar geliştirmiş ve gizli hedeflerini gerçekleştirmek için devlete sızmıştır. FETÖ ihaneti “Mesiyanik Darbe Teşebbüsü”dür, mensupları bir kurtarıcı beklentisi ile hareket etmiştir. FETÖ “güvensizlik fitnesi” yerleştirmiştir. FETÖ’nün başkalaştırdığı bireyin dinî, ahlakî, millî ve manevî bütün değerlerleri örgütün “ yüce menfaatleri” uğruna ötelenmiş ve örselenmiştir. Böylece millî ve manevî değerlere karşı duyarsızlık yayılmıştır.
FETÖ’nün lojistik kaynakları yerli ancak kumanda ekibi tamamen emperyal güç odaklarından oluşuyor. Bu kitap ile 15 Temmuz öncesi ve sonrası yaşanan sürecin toplumda tarikat ve cemaatlere yönelik bakış açısında bir değişim ve dönüşüm meydana getirip getirmediği araştırılmıştır.