Aşağıya doğru…
Haber şu:Herhangi bir asker, terörle mücadelede sırasında silah kullanma yetkisini aşma, işkence ve kötü muammelede bulunma suçlamasıyla karşı karşıya kalırsa, Milli Savunma Bakanı'nın izni ve...
Haber şu:
Herhangi bir asker, terörle mücadelede sırasında silah kullanma yetkisini aşma, işkence ve kötü muammelede bulunma suçlamasıyla karşı karşıya kalırsa, Milli Savunma Bakanı'nın izni ve başbakanın onayı olmadan yargılanamayacak… Bir devlet böyle bir yasa çıkarmaya neden ihtiyaç duyar?
Üstelik o devletin şemsiyesi altında, çok da eski olmayan bir tarihte terörle mücadele adı altında onlarca faili meçhul cinayet işlenmişse, işkence ve kötü muamele kokusu her yeri tutmuşsa, JİTEM gibi askeri yapıların, onun katillerinin izleri hala orta yerde duruyorsa, bu yapıların kontrol dışına çıkma eğilimindeki Ersever gibi subayları bizzat bu yapı tarafından ve en üst düzeyden onay alınarak infaz edilmişse, bu soru daha keskin hale gelir.
Bu tür yasalar bizim gibi geleneğe sahip ülkelerde hızla yeni “Beyaz Renault” hadiselerine ve endişesine kapı açarlar.
Ülkenin Güneydoğusunda şiddet olaylarının, çatışmaların, sokağa çıkma yasaklarının, güvenlik harekatlarının kronikleştiği bir dönemdeyiz. Bu tür dönem ve ortamların ürettiği “kalıcı çatışma alanları”, siyasetin, hukukun, adaletin kapıda bırakıldığı savaş ve dehşet alanlarıdır. Bu alanların insan hakkı ihlali açısından kör noktası pek çoktur. Ve böyle dönemlerde hukuk ve denetim, yapılmak istenilenin tersine, güvenlik önlemleri ve alanlarına daha çok girmesi beklenir.