Asker-silah-siyaset sorunu
Darbe girişiminin ardından Silahlı Kuvvetler'de “askeri gücün dağıtılması ve denetlenmesi” ilkesi üzerine kurulu reform, tartışmalara yol açıyor.Asker, reformla emir-komuta birliğinin bozulduğu ve bunun...
Darbe girişiminin ardından Silahlı Kuvvetler'de “askeri gücün dağıtılması ve denetlenmesi” ilkesi üzerine kurulu reform, tartışmalara yol açıyor.
Asker, reformla emir-komuta birliğinin bozulduğu ve bunun askeri işlevi olumsuz etkileyeceği kanaatinde. CHP, orduya partizan siyasetin girebileceği endişesinde.
Düzenleme imkanları henüz bitmiş değil. KHK'lerin mecliste görüşülmesi sırasında kimi düzeltmelerin yapılması mümkün. Nitekim hükümet, bu aşamada CHP'nin eleştirileri, Genelkurmay'ın önerilerini dikkate alacağını söylüyor.
Mesele tam olarak ne?
Önce şunun teslim edelim: 15 Temmuz bir askeri darbe girişimi olduğuna, bu girişime ordu generallerinin yaklaşık yüzde 50'i karıştığına göre, “asker-silah-siyaset” sorunumuz hala büyük demektedir.
Cumhurbaşkanı, başbakan, genelkurmay başkanı, kalkışmanın orduyla ilgisi olmadığını söyleseler de, darbecilerin asker değil, üniformalı terörist olduğu ifade etseler de, çıplak gerçek değişmiyor: Bu ordu, ordunun (hatırı sayılır miktarda) kimi subayları şu ya da bu gerekçelerle, bu çağda, yapılan bunca sivilleşme hamlesine rağmen, hala demokrasi için bir tehdit oluşturabiliyor, devletin silahını hükümete yöneltebiliyorlar.
Buna tedbir konusunda, bugüne kadar askeri karargahın da siyasi iktidarlara yardımcı olduğu söylenemez. Son 15 yılda silahlı kuvvetler, sivilleşme ve demokratikleşme hamleleri karşısında önce aktif bir direnç unsuru oluşturduğu, daha sonra yoğun iktidar savaşı ortamında cemaatin saldırılarına hedef olduğu için bu istikamette bir kurumsal dönüşüm hamlesine girişmemiştir.
Mesele aslında budur.
Tedbirler hem darbe tehdidinin önüne geçmeyi, hem bu eksikliği gidermeyi hedefliyor.
Ancak konu hassas.
Zira askeri kurumun siyasallaşması ne denli ciddi bir sorunsa, zayıflaması da o denli ciddi bir sorun.
Yapılacak düzenlemelerin denge içinde ve bir bütün olarak gözetmesi gereken üç husus bulunuyor.