Askeri suç...
Hükümetin meclise gönderdiği Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kimi yetki ve korumalar sağlayan yasa tasarısının kritik noktalarından birisi, askerlerin terörle mücadele esnasında işlediği suçların “askeri...
Hükümetin meclise gönderdiği Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kimi yetki ve korumalar sağlayan yasa tasarısının kritik noktalarından birisi, askerlerin terörle mücadele esnasında işlediği suçların “askeri suç” sayılacak olmasıdır. Yasa, bu iddialarla ilgili suçların, askeri suç olmaları itibariyle, soruşturma ve kovuşturulmasının da askeri yargı makamlarınca yapılacağını hükme bağlamaktadır.
Askeri ve sivillerin işlediği benzer suçları farklı tasnif eden, askeri ve sivil yargı yerlerini birbirinden hassasiyetle ayıran düzenlemeler, özellikle Türkiye'nin öyküsü açısından, pek çok soru işaretini kaçınılmaz kılar.
Nitekim, Yüksek Askeri İdare Mahkemesi'yle iki başlı yargı düzeni, dolayısıyla iki ayrı devlet düzeni görüntülü gelenek bizde varlığını hala korumaktadır.
Askere ilişkin yargı dahil devlet fonksiyonlarının tümünü ayrı bir askeri saha içinde düzenleyen ve bunları o alanın asli sicil amiri ve komuta merkezi Genelkurmay'a bağlayan bu gelenek, esas olarak askeri sahayı denetime kapama işlevini görür. O oranda da askeri, siyasi güç ve özerk bir mekanizmayla donatır.
Türkiye bu dokunun türlü sorunlarını yaşamıştır.
Örneğin muhtıra verme, bildiri açıklama, andıç hazırlama gibi faaliyetler askeri alanda yapılan görevle ilgili faaliyet sayılmış, yıllar yılı yaptırım dışı kalarak, hem sıradanlaşmış hem siyasi bir müdahale silahı haline dönmüştür.
2009 yılında yapılan bir yasal değişiklik bu tür suçları askeri suç olmaktan çıkarmış ve sivil yargıya havale etmişti.