Bir yıldız kaydı: Çetin Altan...
Türkiye önemli, çok önemli bir değerini kaybetti.Çetin Altan...Kalemiyle, doğasıyla, toplumbilimci dehasıyla, zor dönemde verdiği siyasi mücadeleleriyle, düşünce gücüyle, kıvrak kavramlarla...
Türkiye önemli, çok önemli bir değerini kaybetti.
Çetin Altan...
Kalemiyle, doğasıyla, toplumbilimci dehasıyla, zor dönemde verdiği siyasi mücadeleleriyle, düşünce gücüyle, kıvrak kavramlarla, müthiş yaşam serüveniyle, işlek zihni, zekasının sığmadığı bedeni, yetişemediği diliyle ateş gibi adamdı.
Fikir üretti. Yol açtı. Tabu kırdı. Kızdı. Kızdırdı.
Marksizm'den liberalizme uzanan, elitizmden halkçılığa giden gelen, hepsinin hakkı ziyadesiyle verilmiş inişli çıkışlı yolculuğunda hep parlak, hep üretken, hep yaratıcı oldu...
Bu teşhisçi sosyolog, bıçkın solcu ve siyasetçinin edebi kimliği de kuvvetliydi. Pek çok oyun ve roman kaleme aldı. Bunlardan “Büyük Gözaltı” İsveççe, Yunanca, Bulgarca ve İspanyolca 'ya, “Bir Avuç Gökyüzü” İspanyolca ve Rumence'ye çevrildi. Büyük Gözaltı Fransız liselerinde seçmeli ders kitabı olarak okutuldu.
Bunlar düz bir hatta yaşanmadı. Kalem tutmanın bedelini ödeyen kuşağın son simge isimlerindendi.
Kitapları yasaklandı. Yazılarından ötürü pek çok kez mahkemeye verilen Altan hakkında 300'den fazla dava gördü. Üç kez tutuklandı, iki kez mahkûm oldu ve iki yıl cezaevinde yattı.
Unutulmazlar arasında yer aldı.
Babam okurdu Çetin Altan'ı, ben okurdum, benim çocuğum yaşındakiler okurdu. Kuşaklara değdi.
Bu ülkenin belleğine çok şey kattı Çetin Altan.