Dilemma…
Suriye'de iç karışıklıklar başladığından bu yana komşularının başı rahat değil. Bunlar arasında, 900 km'lik sınırı ve Esat rejimine aldığı açık tavır itibariyle riskin...
Suriye'de iç karışıklıklar başladığından bu yana komşularının başı rahat değil. Bunlar arasında, 900 km'lik sınırı ve Esat rejimine aldığı açık tavır itibariyle riskin büyüğünü taşıyan ülke ise Türkiye.
Bir yanda Rusya ve İran'ın Suriye rejimine verdikleri destek, öte yanda uluslararası pekçok gücün bölgede kendisine hareket alanı yaratma çabası var. Ancak Türkiye açısından en önemlisi Suriye'deki iç savaşla birlikte bir dizi siyasal enerjinin açığa çıkması oldu. Bunlardan ikisinin altını özellikle çizmek gerekiyor: El Nusra'dan İŞID'e uzanan radikal İslami hareketler ve Türkiye sınırında özerk bir yapıyla kantonal örgütlenme imkânı bulan Kürtler...
Altı çizilmesi gereken diğer bir husus özellikle Kuzey Suriye'de bu iki güç arasında büyük bir alan kontrol kavgasının yaşanıyor olması...
Uluslararası camia bu konuda İŞID'ın karşısında yer alıyor. Kürtler bu çerçevede (Türkiye'ye rağmen) başta ABD olmak üzere uluslararası koalisyondan destek görüyor ve bölge statülerini meşrulaştırıyor ve pekiştiriyorlar.
Türkiye ise çatışan bu iki gücü de tehlike olarak görüyor.
Ancak daha çok asıl kalıcı güç olarak gördüğü Kürtlerin sınırda bir koridor oluşturmasından rahatsız. Rahatsızlığın resmi nedeni şu:
1. Bu koridora hakim olan Kürtler etnik temizlik yaparak bölgedeki demografik dengeyi değiştirirler.