Dışlama, dışlanma...
HDP, TBMM'de AK Parti, CHP ve MHP'yle birlikte temsil edilen dört siyasi partiden birisi. Demokrasilerde temsil karşılıksız değildir. HDP, 59 milletvekiliyle Meclis'in üçüncü büyük partisi. Aldığı oy 6 milyona yakın....
HDP, TBMM'de AK Parti, CHP ve MHP'yle birlikte temsil edilen dört siyasi partiden birisi. Demokrasilerde temsil karşılıksız değildir. HDP, 59 milletvekiliyle Meclis'in üçüncü büyük partisi. Aldığı oy 6 milyona yakın. 11 ilde, Türkiye vilayetlerinin yüzde 13'ünde, aldığı oy yüzde 50'nin üzerinde. 3'ü büyükşehir olmak üzere 11 il, 68 ilçe ve 23 beldeyi bu parti yönetiyor.
Böyle bir siyasi partiyi yok sayabilir misiniz?
Darbe felaketinin arkasından adeta bir mucize oldu. Toplumsal bir kenetlenme yaşandı, siyasi bir uzlaşma iklimi oluştu. Devletin, tasfiyeden yeniden yapılanmaya giden inşası gereği ve adımları etrafında, farklı siyasi aktörlerin ulusal ve siyasi iradeye, siyasi alana sahip çıktıkları önemli kenetlenme ve uzlaşma tablosu bu.
Bu tabloda HDP'nin yer almaması gerek uzlaşının niteliği açısından gerek demokratik ilkeler bakımından, şüphe yok ki, bir soruna işaret ediyor.
HDP, 15 Temmuz darbesi sonrası Cumhurbaşkanı'nın siyasi partilerle yaptığı devlet zirvesine ve Yenikapı mitingine davet edilmedi. Ortaya bir “dışlanma” görüntüsü çıktı. Daha da öte, HDP karşısında AKP-CHP-MHP'li bir iktidar bloğu “meşru sistemi tanımlarcasına” adeta tescil oldu. Sistem tanımının, devlet alanının tanzim edilmesinin fevkinde, bu blok, kim ne derse desin, Kürt meselesine bakışta ve bu konuda sürdürülen politikalarda da partilerin ortak tavrını gösteren işaretler taşımaktadır.
“İlişki, uzlaşma, mutabakat”, demokratik siyasi süreçlerin özünü oluşturuyorsa, mevcut durum Türkiye'nin Kürt sorununda bu özden uzaklaştığını gösterir.