Hükümet etme meselesi...

Gündemimizde uzun süredir iki temel sorun var. Birincisi, malum, uzun bir süredir ülkeyi her anlamda meşgul eden, “iktidar” ya da “hükümet etme” meselesidir. “Siyasi iktidar”ın, yargıya, basına...

Gündemimizde uzun süredir iki temel sorun var. Birincisi, malum, uzun bir süredir ülkeyi her anlamda meşgul eden, “iktidar” ya da “hükümet etme” meselesidir. “Siyasi iktidar”ın, yargıya, basına, özgürlüklere yönelik tutumu, “siyasi kararlar”ın farklı toplumsal değerler, Anayasa dahil yazılı kurallarla ilişkisi, bunlar çerçevesinde yapılan “iktidarda şahsileşme, güç yoğunlaşması, keyfileşme” tartışmaları, ülkenin gidişatı açısından kritik bir önem taşıyor. Yeni Anayasa tartışmaları, başkanlık sistemine geçme çabaları, cumhurbaşkanı-hükümet ilişkileri, yüksek yargıda büyük bir temizliği hedefleyen yasal hazırlıklar, yeniden bir yapılanma ikliminden çok, bu temel meselenin ürettiği sıkıntı ve sorular çerçevesinde karşımıza çıkıyor, bunlar çerçevede anlam kazanıyor. Ortaya çıkan da, krizlerle yoğrulu, gerginlikler içeren, inişli çıkışlı bir süreç oluyor. Bu iklimi tersine çevirmek, uzlaşma ve katılım içeren bir “yeniden yapılanma” dalgasına dönüştürmek mümkün mü? Türkiye'nin önünde görece de olsa, sınırlı sonuçlar üretecek de olsa, böyle bir imkanın olduğunu düşünüyorum. Türkiye derken, amiral gemisi olan, gücü elinde tutan AK Parti'yi kastettiğim açık.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kürt meselesi: Siyaset ve siyasetsizlik 09 Ocak 2025 | 122 Okunma İktidar pilavı daha çok su kaldırır… 04 Ocak 2025 | 403 Okunma 31 Mart 2019 seçimlerinin siyasi anlamı 20 Ocak 2019 | 12 Okunma Kürt sorununun neresindeyiz? 15 Aralık 2018 | 4.505 Okunma Türk siyasetine dair bir anahtar 14 Kasım 2018 | 6 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar