Kürt sorununa hakim bakış…
Bu topraklara faydacı, ataerkil, “değişmez toplum" algısına sahip bir siyasi kültür hakimdir. Ahlaki değerleri, geleneksel yapısı, “hiyerarşi–itaat" mekanizmaları, dengeleri ile “değişmez toplum" fikrini...
Bu topraklara faydacı, ataerkil, “değişmez toplum" algısına sahip bir siyasi kültür hakimdir. Ahlaki değerleri, geleneksel yapısı, “hiyerarşi–itaat" mekanizmaları, dengeleri ile “değişmez toplum" fikrini, bu değer ve dengelerin değişmesini bozulma olarak gören, bozulmayı, dolayısıyla değişimi, bir tür siyasetle, “yıkıcı siyaset"le özdeşleştiren bir zihniyet besler.
Bunun sonuçları da bildiktir.
Dış ve iç değişim dalgalarının tehlike olarak algılanması…
Her dalganın hakim zihniyet üzerinde ağır “travmatik etki"ler yaratması…
Ve deneyimle sabittir: Her travma, devlete endeksli, devleti“değişmez toplum ve dengelerin"un koruyucusu ve vasisi olarak öne çıkaran, dolayısıyla onun kontroluna yönelik çatışmacı siyaset algısını da biraz daha besleyen, toplumu biraz daha geri iten evreler üretir.
1960'lardan bu yana yaşadığımız her 10 yıllık dilim, dünya, bölge, ülke kaynaklı farklı değişim girdilerini taşıdığı, değişim halini ifade ettiği oranda, bu değişim karşısındaki travmayı, bu değişime verilen tepkiyi, değişimin dış düşman, iç düşman, üst akıl gibi vurgularla özneleştirilmesini ifade etmiştir.