Seçim sonrası…

Özerklik ve özerklik fikri demokratik toplumlarda varoluşsal bir önkoşuldur. Siyasi alanın devlet karşısında, toplumsal alanın siyaset karşısında, düşüncenin her üçü karşısında...

Özerklik ve özerklik fikri demokratik toplumlarda varoluşsal bir önkoşuldur. Siyasi alanın devlet karşısında, toplumsal alanın siyaset karşısında, düşüncenin her üçü karşısında özerk olması, olabilmesi bu tür toplumların “olmazsa olmaz” halleri, hatta özgürlük fikrinin ruhunu oluşturan “erdemleri”dir.
Siyasi tarihimiz bir yönüyle siyasi alanın darlığının tarihidir.
Cumhuriyet geleneğinde siyaset hemen her zaman devlet gücünün bağımlı değişkeni olmuş, devlet alanına hapsolmuştur.
Bu durumun türevleri de vardır.

Siyaset nasıl devlet karşısında özerk olamamışsa, toplum ya da sivil saha da siyaset karşısında özerk olamamıştır. Benzer bir şekilde, “düşünce” de mutlak faydacı bir (milli) beklenti ya da (tehlikeli) endişe içinde siyasetin lojistik unsuru olmaya indirgenmiştir, böyle tanımlanmış, böyle algılanmıştır.
Bu “sistematik mahpusluk sistemi” şüphe yok ki, bir siyasi kültürün eseridir, bir tür “toplum tasavvuru eksikliği”nin, “soyut alerjisi”nin ve “kuvvetli faydacılık hali”nin yansımasıdır.
Devlet ve devlete ait olanın zirveyi süslediği, onu siyasetin takip ettiği, toplumsal, düşünsel ve bireysel olanın en arkada, en edilgin konumda yer bulduğu, aşağıdan yukarıya bir değer sistemi hiyerarşisidir karşımızda duran...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kürt meselesi: Siyaset ve siyasetsizlik 09 Ocak 2025 | 122 Okunma İktidar pilavı daha çok su kaldırır… 04 Ocak 2025 | 403 Okunma 31 Mart 2019 seçimlerinin siyasi anlamı 20 Ocak 2019 | 12 Okunma Kürt sorununun neresindeyiz? 15 Aralık 2018 | 4.505 Okunma Türk siyasetine dair bir anahtar 14 Kasım 2018 | 6 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar