Siyaset dışı muhaliflik...

Aşırı siyasallaşma, kutuplaşma ve kavga halleri, tüm tartışmaları araçsallaştırır.Türkiye'de bugün siyasi, toplumsal, kültürel, dış politikaya ilişkin birçok meselenin siyasi iktidara...

Aşırı siyasallaşma, kutuplaşma ve kavga halleri, tüm tartışmaları araçsallaştırır.
Türkiye'de bugün siyasi, toplumsal, kültürel, dış politikaya ilişkin birçok meselenin siyasi iktidara zararı ya da faydası çerçevesinde ele alınması, her yeni girdi ya da durumun olumlu veya olumsuz tek partiye, hatta tek siyasi kişiye işaret edilerek açıklanması buna bir örnek.
Öneri, fark, umut, alternatif taşımayan itiraz ve genel değerler üzerine kurulu, bir kaba muhaliflik halini besliyor.
Bu siyasallaşma aslında bir anlamda siyaseten oyundan düşmenin de aracı oluyor. Kısır muhalefetin daha da kısırlaşmasına, siyaset dışına çıkmasına, siyaset dışında seyretmesine yol açıyor.
Türkiye'de sorunları arka arkaya dizin...
Her bir meselenin seyrinin, tartışma biçiminin, tartışma çerçevesinin siyasi iktidara endeksli olduğunu görürsünüz.
Ne devrede sorunun özünün tartışılması vardır, ne farklı siyasi fikir ve öneriler…
Muhalefet ve muhalefetin farklı sorun sahipleri arasında bağ kuran, anlam üreten işlevi hemen hemen hiç yoktur...
Kürt sorunu öyledir, Alevi meselesi böyledir, dış politika böyledir.
Muhalif siyasi partiler, hatta muhalif aydınlar, değişime, sorunların çözümüne ilişkin mutlak bir inançsızlık içinde siyasallaşırlar.
Bunun nedeni temel olarak siyasi iktidar takıntısı merkezli analiz ve pozisyonlar geleneğidir. Bugün iyice azmış olan bu “takıntı” farklı meseleleri okuma, anlama, çözme istikametinde düşünmelerinin tüm kapılarını kapamış bulunuyor.
Çözüm sürecinin kimi muhalif çevrelerde tartışılma biçimi buna açık bir örnekti...
Bu tartışma biçimi Kürt sorununu AK Parti'nin çözemeyeceği iddiası üzerine oturuyordu. AK Parti'ye yönelik eleştirilerle Kürt sorunundaki olumsuz beklentileri iç içe sokma eğilimi, “zorunluluklar, durum ve karşılaşmalar, etkileşimlerle fiilen genişleyen hak alanı gerçeği”ni unutan bir köktenci bakış açısı, bir tür yeni pozitivizm kokusu Türkiye'yi iki yıl boyunca muhalif kimi koridorlarda çok yaygındı.
Bu durumda, aşırı ve hastalıklı siyasallaşmanın getirdiği bir tür depolitizasyondan söz etmek pek yanlış olmaz.
Madalyonun bu yönüyle yüzleşmeden, muhalif enerjinin sadece kendisini tahrip edeceği ortadadır.
Bu tür araçsallaştırmalar sanılanın aksine muhalefete ve muhalif duruşa iktidara getirdiğinden çok daha fazla zarar getirmektedir.
“İktidar cemaat kavgası eski ortakların meselesi, bize ne” gibi tavırlar, “siyasi iktidarın karşı çıktığı cemaatin iyi ve sivil bir şey olması gerektiği” gibi bulanık bakışlar, bu koşullarda zihinleri siyaset ve gerçek dışına itmektedir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kürt meselesi: Siyaset ve siyasetsizlik 09 Ocak 2025 | 152 Okunma İktidar pilavı daha çok su kaldırır… 04 Ocak 2025 | 403 Okunma 31 Mart 2019 seçimlerinin siyasi anlamı 20 Ocak 2019 | 12 Okunma Kürt sorununun neresindeyiz? 15 Aralık 2018 | 4.505 Okunma Türk siyasetine dair bir anahtar 14 Kasım 2018 | 6 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar