TSK’daki değişiklikleri nasıl okumalı?
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin teşkilat modelinde yapılan değişiklikler, darbe girişimi sonrası atılan en kritik adımları oluşturdu.Yapılan ne?Kuruluşuyla birlikte Türk askeri bünyesi, temel bir özellik olarak...
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin teşkilat modelinde yapılan değişiklikler, darbe girişimi sonrası atılan en kritik adımları oluşturdu.
Yapılan ne?
Kuruluşuyla birlikte Türk askeri bünyesi, temel bir özellik olarak, aşırı merkeziyetçi bir yapıya sahip olmuştu. Bu yapı, Genelkurmay Başkanlığı'nı emir-komuta zincirinde tek merkez kılmakta, askeri yargıdan askeri birliklere, askeri harcamalardan askeri stratejilere değin milli savunma, milli güvenlik ve askeri faaliyetle ilgili tüm unsurları hiyerarşik olarak Genelkurmay'a bağlamaktaydı.
İlk bakışta şaşırtıcı olmayan, milli güvenlikle ilişkili tüm askeri ve sivil, imkan ve kaynakların tek elde toplanmasına, güç temerküzüne neden olan bu yapı, aslında, demokratik denetim, asker-sivil ilişkileri bakımından pek çok soruna işaret ediyordu.
Her şeyden önce devlet içinde yargıdan kültürel alanlara ve eğitime kadar “askeri alan ve sivil alan ikiliği”nin temelini oluşturuyordu. Ayrıca askeri alanın “denetime kapalı”, buna karşın, askeri, idari, mali ve sivil kaynakları özerk kullanması itibariyle siyasi alana müdahil ve denetleyici güce kavuşmasına yol açıyordu.
“Fiilen yetkisiz ama sahip olmadığı yetkilerin siyasi sorumluluğunu taşıyan” bir Milli Savunma Bakanlığı ile “fiili yetkileri olan ancak bunlardan dolayı siyasi sorumluluk taşımayan” Genelkurmay Başkanlığı düzeni, bu yapının işleyiş biçimi ruhunu resmederdi.
Bu, bize has aşırı merkezi doku, yıllar yılı, Türkiye'de asker sivil ilişkilerinin de özünü tanımladı, askeri vesayet düzeninin en önemli aracı oldu.
Elbet asker bu doku üzerinden askeri darbe yapmadı, ancak bu doku askeri siyasi buyurganlığının, sistemin askerileşmesinin, askeri denetime tabi kılınmasının ana zeminini oluşturdu, ayrıca darbeler de buradan üredi.
Bir kaç gün önce yapılan TSK'ya ilişkin düzenlemeler, bu modelin terkedilmesini ifade etmektedir.
Ordunun elinde gücün dağıtılması, yetkinin sivil birimlere, özellikle Savunma Bakanlığı'na aktarılması, askeri faaliyet, askeri eğitim, askeri yargı gibi parçaların birbirlerinden ayrıştırılarak ordunun işleyiş düzeyinde sivil denetime açılması yeni model olarak karşımızdadır.
Bu yeni model, ABD gibi, Fransa gibi pek çok örneği olan, “dağılmış ve sivil denetim fikri üzerine oturan komuta ve ordu yapılanması” üzerine oturmaktadır. Yapılması beklenen kimi anayasal değişikliklerle, Yüksek Askeri İrade Mahkemesi'nin kaldırılıp, Genelkurmay Başkanlığı'nın emir-komuta merkezi olmaktan çıkarılması ve koordinatör makam yapılmasıyla, atılan bu adımlar tamamlanmış olacaktır.
2003 sonrası Türkiye ciddi bir sivilleşme süreci yaşadı.