Yeni açı…
AK Parti'nin seçim bildirgesiyle ilgili dün söylediğim şu hususun altını tekrar çizmek isterim: “Bu seçim bildirgesi temel olarak, özgürlükçü ve demokratik bir devlet-toplum sözleşmesini...
AK Parti'nin seçim bildirgesiyle ilgili dün söylediğim şu hususun altını tekrar çizmek isterim: “Bu seçim bildirgesi temel olarak, özgürlükçü ve demokratik bir devlet-toplum sözleşmesini önermektedir. Ancak bildirgenin pek çok tespiti ve düzeltmeyi hedeflediği kimi sorunlar, son zamanlarda AK Parti'yle özdeş hale gelmiş sorunlardır…”
Bu tespit, bir eleştiri ifade etmiyor, tersine muhtemel bir özeleştiri ihtimalini varsayıyor.
Seçim bildirgesinde, şüphe yok ki, en çok başkanlık sistemiyle ilgili öneriler öne çıktı. Demokratik denge ve denetim mekanizmalarına da gönderme yapan bu öneriler “AK Parti lider merkezli bir anayasa getirecek” endişelerini bir miktar dindirmiş olabilir. Ancak bir miktar, zira, metinde “güçlü kuvvetler ayrımı” yerine muğlak bir tarifle “müstakil çalışan yasama ve yürütme”nin ifadelerinin kullanılması gözden kaçırılmaması gereken bir husustur. Açıktır ki başkanlık rejimine geçiş koşulları oluşursa, tartışmalar hem AK Parti içinde hem Türkiye'de “sıfır”dan başlayacaktır.