Yeni Kürt politikası...

Başbakanın açıkladığı “Master Plan” bir anlamda devletin Kürt politikasının yeniden tanımlanması olarak ele alınabilir.Başbakanın açıkladığı 10 maddeyi kuşatan en...

Başbakanın açıkladığı “Master Plan” bir anlamda devletin Kürt politikasının yeniden tanımlanması olarak ele alınabilir.

Başbakanın açıkladığı 10 maddeyi kuşatan en önemli husus, devletin Kürt politikasında “siyaset”e verilen anlamda yaşanan değişikliktir.

Bu çerçevede siyaset, bir etkileşim, diyalog, alışveriş sonucu varılan bir mutabakat etrafında alınan kararları ve karar süreçlerini ifade eden bir süreç ve araç olmaktan uzaklaşmış bulunuyor. Tersine, siyasette verilen anlam, takdir edilen doğrular çerçevesinde siyasi iktidarın insan, bölge ve halk yararına atacağı tek taraflı adımlar, bir tür “siyasi arz”ı ifade ediyor.

Bir diğer önemli husus, siyasi iktidarın bu çıkışla yıpranan devlet-toplum ilişkilerini tamir ihtiyacıdır. Güneydoğu'da yaşanan çatışmalar, uygulanan sokağa çıkma yasağı, tahrip olan kentler ve kamu düzeni, bundan her ne kadar örgüt sorumlu olsa da, devlet ve siyasi iktidara ciddi bir fatura çıkarmaktadır. Planın hedeflerinden birisi bu örselenmeye el atmaktır.

Şimdi bu iki hususun oluşturduğu şemsiye altında 10 maddeyi değerlendirelim.

Maddeleri 4 ana başlıkta toplamak mümkündür.

Bunlardan birincisi “asayiş” ayağıdır.

İkincisi “tek taraflı demokratikleşme süreci” ayağıdır.

Üçüncüsü “tahribatı telafi politikası” ayağıdır.

Dördüncüsü ise “muhatap değişimi, daha doğrusu eski muhatabın devreden çıkarılması” ayağıdır.

1. Metin, Kürt sorununa asayişçi bir bakışın yerleşik bir yapılanmaya döneceğini ima etmektedir. Başka bir ifadeyle kamu düzeni vurgusu, her alanda ve her biçimde devletle egemenlik yarışına girecek (kimlik kontrolü, mahkeme kurma, vergi salma gibi örgüt faaliyetleri) hareket ve eylemlerin üzerine asayiş yöntemleriyle gidileceğine işaret ettiği kadar, bunu mümkün kılacak bir güvenlik ve istihbarat yapılanmasına gönderme yapmaktadır.

Ancak kamu düzeninin gerektirdiği “sivil sükunet” ihtiyacı ile bu tür önlemler arasındaki denge nasıl kurulacaktır? Güneydoğu bu çerçevede düzenli kriz bölgesi olarak mı ele alınacaktır? Bunlar kritik sorulardır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kürt meselesi: Siyaset ve siyasetsizlik 09 Ocak 2025 | 122 Okunma İktidar pilavı daha çok su kaldırır… 04 Ocak 2025 | 403 Okunma 31 Mart 2019 seçimlerinin siyasi anlamı 20 Ocak 2019 | 12 Okunma Kürt sorununun neresindeyiz? 15 Aralık 2018 | 4.505 Okunma Türk siyasetine dair bir anahtar 14 Kasım 2018 | 6 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar