Rahip Brunson itirafçı olsa ya!

ABD Başkanı ve Başkan Yardımcısı “Rahip Brunson’dan masum inanç adamı” olarak bahsediyor. Yargılandığı mahkemeye sunulan deliller ise farklı. Savcı ve mahkeme, Brunson’un CIA adına, FETÖ ve PKK’yı yönlendiren beyin olduğunu düşünüyor. Adam İzmir’e yerleşmiş, bir de kilise kurmuş, din adamı görüntüsü altında Türkiye’nin altını oyuyor.

Brunson konuşturulabilse yahut itirafçı olsa olay çözülecek. Ben CIA adına çalıştım diyecek, biz de madem itiraf ettin, haydi sana güle güle deyip, bu masum inanç adamını ABD’ye uğurlayacağız. CIA da bu profesyonel ajanını artık hangi ülkede kullanmak isterse kendi karar verir!

FETÖ, İzmir’den çıkmadır. Brunson’ın yerleştiği yer de İzmir. FETÖ’nün İzmir temsilcisi Bekir Baz ve yardımcısı Murat Safa ile yüzlerce kez görüşmüş. Bunlar kesin delillere dayalı tespitler… Savcı işi şansa bırakmamış, araştırmış. Brunson’ın, FETÖ’nün Ege bölgesi imamı firari sanık Bekir Baz ile 293 kez buluştuğunu belirlemiş. Teknik incelemede, cep telefonları sinyalleri onları bir arada gösteriyor.

Brunson 9 Aralık 2016’da tutuklanmış. İzmir Cumhuriyet Savcılığı, araştırmasında din adamı görüntüsü altında terör örgütlerinin genel stratejilerini belirlediği sonucuna ulaşmış. ABD, onca emekle yetiştirdiği bu beyni istemesin de ne yapsın! Biz eğer şu anda terörle geçmişte olduğundan daha rahat mücadele ediyorsak, Brunon gibi köstebek beyin takımının içeriye tıkılmasının sonucudur.

***

Türkiye’de iki yıl önce 15 Temmuz darbe girişimi oldu. Darbeciler, bir binbaşının MİT’e gidip olayı itiraf etmesi, Genelkurmay’ın da bunu ciddiye alarak bir kalkışmayı önleyecek tedbirler almaya başlaması üzerine darbeyi 6 saat erkene çekti. Uzun yıllara dayalı plan, program ve hazırlık yapmışlardı. Arkalarında daha önce bu coğrafyada defalarca darbe yaptırmış dev bir ülkenin de gücünü hissediyorlardı. Ama darbeye öncülük edecek Semih Terzi ve gözü kara darbe liderleri temizlendiği için başarısız oldular. Onların hedefi, Genelkurmay Başkanı’nı kendi saflarına çekip, darbeyi Genelkurmay yapıyormuş havası vermekti, başaramadılar...