“100 bin himmet benden” deyip, başkasına ödeten uyanık!
Biliyorum, büyük çoğunluğunuz “Ciddiye alınacak neyi kaldı? Bu kadar ihaneti açıkça ortada olan birisinden bahsetmeye ne gerek var” diyeceksiniz.. Büyük oranda haklısınız.. Ama.. “Tabanda...
Biliyorum, büyük çoğunluğunuz “Ciddiye alınacak neyi kaldı? Bu kadar ihaneti açıkça ortada olan birisinden bahsetmeye ne gerek var” diyeceksiniz..
Büyük oranda haklısınız..
Ama..
“Tabanda belki üç-beş kişi..
Hâlâ bu adama inanıyordur..
Hâlâ bu adamı masum zannedenler vardır.
Onlara bir faydası olabilir” düşüncesi ile..
Bugünlük beni mazur görün..
Bir defa daha, aynı evdeki karı ile kocayı, anne ile oğulu birbirine düşüren bu adamdan bahsedeyim..
Konuşan zat..
1999’da kalp rahatsızlığı sebebi ile ABD’ye giden..
Ama ne hikmetse..
18 senedir orada kalmaya devam eden.. Annesi öldüğünde cenazesine gelmeyen. Kardeşi öldüğünde cenazesine katılmayan Fetullah Gülen..
Son üç yıldır..
Sapasağlam gençlerin bile, tartışmaların ateşine dayanamayıp kalp krizinden dünyasını değiştirdiği 17 Aralık sonrası süreçte..
Bahsettiğimiz Fetullah, sapasağlam..
Kalp rahatsızlığı için 18 sene önce ABD’ye giden bir ihtiyar gibi değil.. 18’lik delikanlı gibi; dişe diş, ihanet yolundaki mücadelesini ölümüne sürdürüyor..
Önceki gün yeni bir konuşması yayınlanmış.
Şöyle bir bakayım dedim..
Eski hikayeler.. Tabanı ayakta tutmaya çalışan numaralar..
Konuşmaya başlık olarak, “Mahpuslar, mazlumlar, muhacirler ve himmet”i uygun görmüşler..
Eee, ne yaparsınız..
“Ava giderken, avlanma” diye bir atasözümüz var..
17 Aralık’ta ava çıkan FETÖ, avlandı..
Avlayacağı siyasileri hapse atacaktı..
Başaramadılar..
Kendileri hapse tıkıldılar..
Şimdi durumdan şikayet ediyorlar..
Bu savaşı başlatan, siz değil miydiniz?
17 Aralık’ta.. Başaracağınıza çok inandığınız için.. Kasetlerin biri gündemden düşmeden, diğerinin yayına girdiği günlerde.. “Göreceksiniz daha neler çıkacak” türünden tehditlerle.. Kendi tabanınıza verdiğiniz müjdeli(!) mesajlarla.. “Tayyip Erdoğan’ı devireceğinizi” söylemiyor muydunuz?