Bak sen şu çatlak savcıya!
28 Şubat sürecinde darbe rüzgarları estirilirken.. “Dik durma özürlü” hukukçuların bir taraflara savrulmalarına, zaten mazeret hazırdı.. “Askerler öyle istiyor!” Ama...
28 Şubat sürecinde darbe rüzgarları estirilirken.. “Dik durma özürlü” hukukçuların bir taraflara savrulmalarına, zaten mazeret hazırdı..
“Askerler öyle istiyor!”
Ama artık.
Özgürlüğün hakim olduğu bu dönemde..
Hâlâ yasakçı söylemlerin hukukçular tarafından dillendirilmesine tahammül edemiyorum.
Kendisini özgürlükçü olarak tanıtan bir savcı eskisi var..
Ö. Faruk Eminağaoğlu..
Öyle ki.. Neredeyse “Hakim-savcıların siyasi parti başkanlığı yapmaları bir haktır” diyecek..
O kadar özgürlükçü.. O kadar serbestlikten yana..
Ama iş, dini özgürlüklere gelince..
Adamın kafası “yasak”tan başka bir şey bilmiyor.
Başörtü?
Yasak..
Cuma’ya gitmek?
Yasak..
Uydurmuyorum..
Bunlar için ayrı ayrı iptal davası açan bir yasakçı kafa..
Eşi de, Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği’nde avukat olunca..
İnsan ister istemez..
Genelkurmay, eski alışkanlıklarını mı tekrarlıyor? Eskiden Adli Müşavir Erdal Şenel yollardı, “Akit’i cezalandırın. Müdürünü hapse atın’ yazılarını..
Şimdi de, Serpil hanımın eşi ile mi açtırılıyor, “O yasak olsun, bu yasak olsun” davaları?
(Serpil hanım, darbeci dönemlerde de Genelkurmay’da avukat idi.. Ankara Barosu’ndaki adrese göre, halen Genelkurmay’da görev yapıyor görünüyor.)
¥
Eminağaoğlu dava açtı diye..
Tabii ki eski yasaklar, hemen geri gelecek değil..
Ama, halen görevde bulunan ve bu savcı eskisinin kafasında olan savcılar var ki..