Bir tane itirafçı yok, olanı da içeri tıkmışız!
FETÖ gibi derinden çalışan bir örgütü bitirmek için, bu yapıya aldanarak teslim olan insanların itiraflarına büyük ihtiyaç var.. Hem derin bir yapı.. Hem de, tedbirli bir yapı.. İşi sağlama alan...
FETÖ gibi derinden çalışan bir örgütü bitirmek için, bu yapıya aldanarak teslim olan insanların itiraflarına büyük ihtiyaç var..
Hem derin bir yapı..
Hem de, tedbirli bir yapı..
İşi sağlama alan bir yapı..
Örgüt, holding patronu işadamının telefonunu dinliyor..
Dinleme yaparken, işi kitabına da uyduruyor..
Atıyor işkembeden bir isim..
“Şehmus Aydın” diyor..
“Çok azılı bir PKK’lı” diyor..
Veriyor holding patronu işadamının telefonunu..
“Bunu dinlememiz lazım, yoksa PKK çok önemli saldırı yapacak” diyor..
Polis, talebi savcıya yolluyor.
Böylece kendisini kurtarıyor..
Topu savcıya atıyor..
Savcı da kendi adamları ama..
Olsun, işi sağlama alıyorlar..
Savcı hakime gidiyor, “Bu telefonun dinlenmesi lazım, yoksa terörist saldırıyı önlemek imkansız” diyor..
Talepte bulunduğu hakim de kendi adamları ama..
Olsun...
Savcı da kendisini sağlama alıyor..
Hakim veriyor dinleme iznini..
Ama o da aslında, kendisini aklı sıra sağlama alıyor..
“Polis hazırlamış getirmiş. Savcı haklı bulmuş talep etmiş. Ne yapacaktım,‘PKK saldırırsa saldırsın, bana ne, ben telefon dinleme izni vermem’ mi diyecektim” diyor..
Basıyor dinleme kararını..
Oysa, hakim kendi adamları olmasa..
Adil bir hakim ile karşı karşıya olsak..