Bu anlatılanlar, Gülen’e sövgü mü, övgü mü?
Artık işin cılkı çıktı.. “Ben Gülen’in yanında şu kadar sene kalmıştım” diyen, gazete ve televizyona röportaj verip, kafa karıştırıyor.. Sayfalar dolusu, anlatıyor da...
Artık işin cılkı çıktı..
“Ben Gülen’in yanında şu kadar sene kalmıştım” diyen, gazete ve televizyona röportaj verip, kafa karıştırıyor..
Sayfalar dolusu, anlatıyor da anlatıyorlar..
Gülen’e sövüyorlar mı, yoksa övgüler mi düzüyorlar, anlaşılamıyor..
Biri çıkıyor, “Haremlik selamlık konusuna çok dikkat ederdi” diyor..
Eeee?
Haremlik-selamlık konusuna dikkat etmesi, Gülen’in şu anki ihaneti karşısında, ona övgü mü, sövgü mü?
Bu bilgiyi verirken, bunun yanı sıra “Bizden, evlerde haremlik-selamlık konusunda çok dikkat etmemizi isteyen Gülen, subayların eşleri söz konusu olduğunda, karma plajlarda mayo giymelerine izin veriyordu!”dese..
“Gülen’in ne kadar ikiyüzlü olduğunu anlatıyor” diyeceğim.
Ama dakikalarca dinliyorsunuz.
Sayfalar dolusu röportajı okuyorsunuz..
Haremlik-selamlık konusundaki tavrı, bir yanlışlık gibi anlatıyor.. Ardından haremlik-selamlık konusundaki tavırla çelişen ahlaksız “mayo izni”ni ise hatırlatmıyor bile..
Veya bir başka anlatımda “Namaz kılmadığı için, şunu dövmüştü” diyor.
Eee ne yapalım yani?
15 Temmuz’da yaşadıklarımızı unutup, “terbiye amaçlı, hafifçe dövme”yi büyük bir hata olarak saatlerce tartışacak mıyız, yani!