Bu tırışkadan talepler için mi, çocuklar ölüyor?
Dün haklı olarak, “Ana dilimizde evimizde, sokağımızda bile konuşamıyoruz” diyor, devlete sözlü olarak isyan ediyorlardı.. “Minibüste bile Kürtçe türkü dinleyemiyoruz” diyor...
Dün haklı olarak, “Ana dilimizde evimizde, sokağımızda bile konuşamıyoruz” diyor, devlete sözlü olarak isyan ediyorlardı..
“Minibüste bile Kürtçe türkü dinleyemiyoruz” diyor, başkaldırıyorlardı..
“Çocuğumuza, köyümüze Kürtçe isim veremiyoruz” diyor, bizleri vicdanlı davranmaya, kendi yanlarında bulunmaya çağırıyorlardı..
Bu haksızlıkları dillendirirken, silaha başvurmasalardı..
O sözlü isyanlara ben de destek verirdim..
İşe silahı karıştırdılar..
Haklı iken, haksız duruma düştüler..
10-15 yılda çözülecek bir sorunu, 25 yıl geciktirdiler.
Ama Allah’a şükür, geldiğimiz noktada, o “zulüm” olarak niteleyeceğimiz olaylar, son buldu..
Bugün gelinen noktada..
“Hak” olarak talep edecekleri hiçbir konu kalmadı..
“Siz nasıl insanlarsınız, bize burda zulüm yapılıyor, bize insan gibi muamele edilmiyor” diyecekleri tek konu kalmadı..
Haklı talepleri dün istismar edip, silaha sarılanlar..
“Haklı talep”leri kalmayınca..
Kıldan tüyden konularla yine silaha başvurmayı sürdürüyorlar..
Nedir o “kıldan tüyden” konular?