Çatlama sırası, “Bidon kafa”da!
Merak ediyorlar, Hasan Karakaya’ya bu ilgi nereden kaynaklanıyor?.. Okurlarının, cenazeye o büyük katılımı.. Devletin zirvesinin, cenazede bulunması.. Öyle sembolik falan da değil. İçten.. Samimi.. Cenaze namazından...
Merak ediyorlar, Hasan Karakaya’ya bu ilgi nereden kaynaklanıyor?..
Okurlarının, cenazeye o büyük katılımı..
Devletin zirvesinin, cenazede bulunması..
Öyle sembolik falan da değil.
İçten..
Samimi..
Cenaze namazından sonra, mezarına kadar gelerek..
Kabri başında Kur’an okuyacak kadar...
Merak ediyorlar, cevabını bulamıyorlar..
Çatlıyorlar..
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, dün Akit’e taziye ziyaretinin haberini de okuyunca..
Bir daha çatlayacaklar..
•
Meraklarını bir nebze gidereyim..
Hasan abinin gördüğü ilgi..
Güzel yazısına olduğu kadar..
Dürüstlüğüne idi..
Yanar döner olmamasına idi..
Yazısında anlattıkları ile..
Hayatında istediklerinin farklı olmamasında idi..
Somut örneklerden gidelim..
Dün Yılmaz Özdil, “Hasan Tahsin.. Hasan Karakaya..” başlığı ile yazmış..
Yunan’ın, İzmir’i işgalinden başlamış..
Türkiye topraklarındaki gizli emellerinden bahsedip..
“Türk’ün kanını içme” sözü veren Hıristiyan din adamını hatırlatmış..
Bugüne gelmiş..
Ama çelişkiye bakın ki..
Hasan Tahsin’i kutsamak için.. Hristiyan din adamını yerin dibine batırırken..
Hemen parantez açmış..
“Şunun altını önemle çizeyim” diye başlamış..
“Üç beş tane Rum vatandaşımız kaldı. Bu memleketi en az benim kadar severler. Pekçok Türk ve Müslüman’dan daha hayırlı yurttaşlardır. Bu vatan ne kadar benim ise, onların da o kadardır” diye devam etmiş..
“Amacım asla onları rencide etmek değil” diye bitirmiş..
Kendi halkına da “Bidon kafa’ diyen bu adama..
O sözü ile hitap edelim..