Davutoğlu, AK Parti’nin oyunu, % 34’e nasıl indirdi?
“Akademisyenlerden siyasetçi olmaz” diye bir görüş vardır..Ben bu görüşün haklı çıkmasını arzu etmem.
Çünkü bu görüşü haklı çıkarmak isteyenler şunları öne sürerler: “Akademisyenler tribünlere oynamaz. Popülist söylem içinde olmazlar. Gerçekler ne ise, direkt söylerler. Bu da çoğu defa halkın hoşuna gitmez. Bunun için de, akademisyenler, siyasette başarılı olamazlar.”
Doğru konuşanlar tabii ki siyaset yapsınlar..
Tribünlere oynamayanlar tabii ki siyasette olsunlar..
Gerçek ne ise, onu eğip-bükmeden dillendirenler, tabii ki devlet yönetiminde olsunlar..
Dolayısı ile..
Bu yönleri ile öne çıkan akademisyenler de..
Siyasette hem var olsunlar..
Hem de başarılı olsunlar..
Bu bakış açısı ile..
Ahmet Davutoğlu; siyasete girişinde belki benim fazla dikkatimi çekmemiş ise de..
Başbakanlık koltuğuna oturduğunda, kendi içimde, “İnşallah başarılı olur”temennisinde bulunmuşumdur..
Ama sürecin sonunda, bir akademisyen daha, siyasette başarısızlığını ilan etti.