Dün vefa sırası Hasan abinin okuyucusunda idi
Hasan abi sert yazıyormuş.. Çok ağır ifadeler kullanıyormuş.. Hasan abi ne yapmalıydı? Şahsi menfaati için mi, sert yazıyordu.. Cukka için mi, ağır yazıyordu.. Kendisine selam vermedi diye.. Veya önünde...
Hasan abi sert yazıyormuş..
Çok ağır ifadeler kullanıyormuş..
Hasan abi ne yapmalıydı?
Şahsi menfaati için mi, sert yazıyordu..
Cukka için mi, ağır yazıyordu..
Kendisine selam vermedi diye.. Veya önünde ceket iliklemedi diye mi, karşıtlarını yerin dibine sokuyordu.
Hayır..
Hasan abi.. Kendisi için değil.
Mazlumların dertlerini dinleyip.. O mazlumiyetleri içinde hissettiği için, öyle lav gibi köpürüyordu..
“Lay lay lay” yazıları yazsaydı.. Kimse onu hedef tahtasına koymazdı.. Belki kaleminin gücü, o tür yazılarda çok daha övgü alırdı.
Ama o..
Önce ağlayan kızları dinleyip.. Gözyaşlarını hissedip.. Sonra kalemi eline alıyordu..
Dünyanın en rezil uygulaması olan katsayı zulmünün mağduru İmam Hatiplileri dinleyip..
“Çocuğuma Kur’an’ı 15 yaşında mı öğreteceğim.. Ne yapalım, biz de mi silaha sarılalım.. Bir şeyler yapın lütfen” diyen anne-babaları dinleyip..
Sonra yazısına başlıyordu..
Ne yapabilirdi, böyle bir mazlumiyet karşısında, Hasan abi..
“Lay lay lom..” mu demeliydi?