Fazla uzatmayın solak arkadaşlar, pişman olursunuz!
Basın Kanunu’nda bir madde var.. Aleyhinde haber yapılan kişinin açıklama yayınlatma hakkı vardır. Kanun, prosedürü aktardıktan sonra, “Hakim iki gün içinde karar verir” diyor.. Kanun böyle diyor...
Basın Kanunu’nda bir madde var..
Aleyhinde haber yapılan kişinin açıklama yayınlatma hakkı vardır.
Kanun, prosedürü aktardıktan sonra, “Hakim iki gün içinde karar verir” diyor..
Kanun böyle diyor ya..
Bazı uyanık avukatlar da..
Anayasal bir hak olan açıklama yapma ile ilgili kararın.
Bazı hakimlerin tembelliğinden dolayı.. Bazen kanunu bilmemelerinden dolayı. Bazen de imkansızlıklardan dolayı 3 gün, beş gün, 10 gün sonra verildiğinde..
“Kanun ‘İki gün içinde karar verir’ diyor.. Ama verilen karar 2 günden çok sonra verilmiştir.. Gezçersizdir” diye iptalini talep ediyor..
Hukuk lastik gibidir ya..
Çektikçe, uzatırsınız ya..
Fındık kabuğunu doldurmayan bu itirazda da..
Uzun uzun tartışmalar yaşanıyor.
En sonunda şu mantıklı sonuca varılıyor:
“Kanundaki iki günlük süre, vatandaşın anayasal hakkını kısıtlamak için konulmamıştır. Tam aksine, ‘Açıklama hakkı’na saygının bir gereği olarak, hakkın kullanımını ve işlerliğini sağlamak için, bir an önce karar verilmesini ikaz için kanuna konulmuştur.. İki günden sonra verilen karar için, hakime soruşturma açabilirsiniz ama.. Kararı geçersiz sayamazsınız.”
•
Gerçekten de..
Kanunların bir lafzi yorumu vardır.
Bir de amaca dönük yorumu vardır..
Lafzi yorum şekilciliktir..
Kaçınılması gereken yorum tarzıdır..
Hele hele vatandaşların temel hakları söz konusu ise..
Hakların kısıtlanması sonucunu getirecek ise..