Halka sorduk, birini tercih etti.. Daha neyi tartışıyoruz?
Diyorlar ki: “Evet: 51,41.. Hayır: 48,59.. Vicdanınız rahat mı?” Yani şunu söylemek istiyorlar.. Küçücük bir farkla, başkanlık sistemine geçiyoruz, bu hak mıdır? Bu adaletli bir çözüm...
Diyorlar ki:
“Evet: 51,41.. Hayır: 48,59.. Vicdanınız rahat mı?”
Yani şunu söylemek istiyorlar..
Küçücük bir farkla, başkanlık sistemine geçiyoruz, bu hak mıdır? Bu adaletli bir çözüm müdür?
Takdim yanlış olunca..
Cevabı da yanlış olabilir..
Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince..
Sonraki düğmeler de haliyle yanlış olur..
Oysa..
Takdimi şöyle yapsak...
“Önerilen iki sistem var.. Halka soracağız ve hangi sistemin yürürlüğe gireceğini öğreneceğiz.. Sistemlerden birisi cumhurbaşkanlığı sistemi ve diğeri de parlamenter sistem.. ‘Hangisi olsun’ diye halka soruyoruz ve cevabına göre sistemimizi belirliyoruz..”
Ve referandumun sonuçlarını da..
Bu takdime göre anlatırsak..
Referandum sonucunu da, daha sıhhatli değerlendirmiş oluruz.
Hokus pokus yapmamış oluruz..
% 48.6’yı, % 51.4’den daha büyük bir sayı imiş gibi göstermemiş oluruz..
Önceki günkü referandumda halk ne dedi?
% 48.6’lık kesim “Parlamenter sistemi istiyoruz” dedi...
% 51.4’lük kesim ise “Cumhurbaşkanlığı sistemini istiyoruz” dedi..
Bu durumda ne yapılması gerekir?
Tabii ki, cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmeli..
Ama beyefendiler, kendilerini dev aynasında gördükleri için..
Kendilerini ayrıcalıklı insanlar olarak kabul ettikleri için..
Kendilerini beyaz, başkalarını zenci gördükleri için..
Onlar % 48.6 oy aldıkları halde..
% 51.4’lük çoğunluğa üstün gelmeye çalışıyorlar..
“Biz daha az oy aldık ama.. Olsun.. Yine parlamenter sisteme devam edilsin” dayatmasında bulunuyorlar..
Bunu, biraz seçime şaibe karıştırmak isteyerek.
Biraz da vicdanlara seslenerek yapmaya kalkışıyorlar..
Lafı eğip bükmeye gerek yok..